Çılgınlar gibi dans ettik. Bol kahve, bol soğuk çay… Gece’nin ilerleyen saatlerinde yeni insanlarla tanıştık. Gayet güzel bir ortamdı. Bir ara Tunç’u göremedim. Tuvalete bakındım, içkilerin olduğu bölüme bakındım yok. Öpüşen çiftlerin arasından yürüye yürüye terasa çıktım.
Talaş : Aşkım! İyi misin?
Tunç : İyiyim Talaşcım. Hem de çok iyiyim.
Talaş : Harika. Ben de çok iyiyim. Ne güzel oldu dimi bu gece.
Tunç : Evet. Soluk aldık resmen.
Talaş : Evet harika oldu. Sıradan günlerimize böyle değişiklikler şart ara ara?
Tunç : Kesinlikle.
İçeceğinden güçlü bir yudum alıp bana uzattı. Bu sırada Cutting Crew – I Just Died in Your Arms Tonight çalmaya başladı.
Tunç : Dans edelim mi?
Talaş : En son dans ettiğimiz gecenin sabahı ayrıldın benden.
Göğüsüne doğru sertçe vurdum.
Tunç : Üfff. Hadi.
Talaş : Soracağına ellerini kullansan dans ediyor olurduk zaten.
Dans etmeye başladık. “Dans etmek dünyanın en güzel şeyi” diye bağırdım. Sendeleye sendeleye şarkı boyunca dans ettik. Drop sonrasında. Daha önce duymadığım bir GOA şarkı çalmaya başladı. Bu sırada birbirlerinin bellerinden tutunup sıralanmış koca koca insanlar çılgınlar gibi eğlenerek terasa çıktılar. Terasın tam ortasında dans ediyorduk. Tren yapmış kalabalık etrafımızda çember oluşturup dönmeye devam etti.