Dat, dat, dat..
Tunç : Talaaaaş. Geldiler sanırım. Çıkalım mı?
Talaş : Geldim geldim!
Üstümü başımı asansör aynasından kontrol ettim. Göz ucuyla Tunç’a baktım.
Tunç : Çok güzel oldun.
Talaş : Teşekkür ederim.
Arabaya bindiğimizde birkaç haftadır uzak kaldığımız o sıcaklığı hissettik. Erdem, Şelale, Tunç ve ben.
Tunç : Mahşerin dört atlısı. Yeaahhh.
Erdem : Hahaha. Yavru köpek gibi sevinme lan!
Tunç : Hahaha. Sus lan!
Erdem gazladı.
Şelale : Harika bir ev partisine gidiyoruz.
Talaş : Uvvv..
Şelale : Vişne suyu isteyen var mı?
Tunç : Oooo süper olur. Gönder.
Talaş : Şelalecim nerden çıktı bu parti?
Şelale : Beraber çalıştığımız bir şirket var ordan tanış olduğum birisi düzenliyo. Tipik ev partisi işte.
Tunç : Müzikler baymasın?
Şelale : Sanmam zevkli insanlar.
Beyoğlu’nda güzel bir eve gelmiştik. İçerisi oldukça kalabalıktı. Şelale bizi doğrudan ev sahibi ile tanıştırdı.
Şelale : Kaan!!!
Kaan : Şelalecim. Hoş geldin tatlım.
Şelale : Hoş bulduk canım. Tanıştırayım. Tunç, Talaş, Erdem.
Kaan : Memnun oldum. Güzel tişörtmüş.
Tunç : Teşekkürler.
Kadın I : Kaan. Dövmeme bak.
Kaan : Ben kaçtım. Keyfinize bakın. Soğuk çaylar, meyve suları ve türk kahveleri şu tarafta.
İçecekleri almak üzere Şelale’nin arkasından yürüdük. Bu sırada ses yükseldi. “Firestarter” çalmaya başladı.
Erdem : Yeeeess.