Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

Hayaletlere İnanmamak

Sahip olduğumuz birçok bilgi

Sahip olduğumuz birçok bilgi gibi, hayaletlerin -aslında- var olmadığı bilgisi de çoğu zaman işlevsizdir. Bu işlevsizlik durumu genellikle bilgiyi kullanırken araya giren parazitlerden kaynaklıdır.

Peki nedir bu parazitler?

Korkular, inançlar, muhafazakar olabilecek her türlü düşünce…

Birçok yetişkini; küçük bir çocuğa “hayaletlerin olmadığı” yönünde telkinlerde bulunurken görmüş ve yine bu yetişkinlerin bir çoğunun “hayaletler” konusunda bir çocuktan çok daha az cesur davrandıklarına tanıklık etmişimdir. Doğrusunu isterseniz “bilinmeyen korkutur” diyerek bu işin içinden -malesef- çıkamıyorum. Nasıl çıkabilirim ki? “Hayaletlerden” korkarken bir başka bilinmez olan tanrıdan yardım isteyen, ona sığınan insanları düşünün ya da evrenle ilgili bir çok bilgiye -henüz- sahip olmayan bilim için bilinmezliğin ne büyük bir motivasyon olduğunu düşünün. Diğer yandan hayaletleri getirin gözünüzün önüne. Ne tanrı ne de bilim ile bilinmeyeni içermesi dışında bir ortak yöne sahip değil. Bu açıdan “bilinmeyen korkutur” diyerek işin içinden çıktığım zaman doğru bir önerme ile yanlış bir çıkarım yapmış olduğumu hissediyorum. Demek ki bilinmeyenler arasında bazı farklılıklar olabilir diyorum kendi kendime. Sonra aklıma yeni bir soru düşüyor. Peki bu hayaletler nasıl başarıyor herkesi korkutmayı?

Hayaletler tek bir şekle, tek bir biçime sahip olmayan kocaman bir korku ordusu. İstenildiği gibi eğilip bükülebiliyor. Onu düşünen zihnin -tam olarak da- içinde yaşadığı için, zihnin her zaafını biliyor. Korku krallığına özgürce hükmediyor. Zihinlerde manipülasyonların kolayca içeri sızabileceği “açık arka kapılar” bırakıyor. Bu açık arka kapılardan türlü düşünceler zihne akın ediyor. Genelde zararlı olan bu düşünceler korkularımızı çoğaltıp cesaretimizi kırıyor.

Mesela bir dönem Avrupa’da komünizm hayaleti dolaşıyordu.

Mesela yöneticiler toplumları “açlık” hayaletiyle bir arada tutuyorlar.

Toplum kendi içinde “düzene uyum sağlayamama hayaleti”ne sahip.

Ben bu hayalet masallarına inanmamaya çalışıyorum.

Bu hayalet masallarının karşısında durmanın insan zihnini arındıracağını düşünüyorum.

 

Tüm Hakları Saklıdır. | Renowtech