-Erdem saçmalıyorsun olum!
-Ya Tunç gerçekten odunsun sen. Ay-rı-la-mı-yo-rum! Bunun nesini anlamıyorsun olum yaa allah allah.
-Erdemcim, canım! “Ama sen böyle güzel bakarsan ayrılamam ki ben senden” nasıl bir laf? Bence senin ayrılmak istediğin falan yok! Bana şov yapıyorsun bir de başıma Talaş’ı bela ediyorsun!
-Talaş ne alaka ya?
-Eee olum çok romantik bulmuş. “Sen neden odunsun!” diyor bana.
-Yaa Tunç bir cıvıma ya! Olum anlamıyorsun bak, ciddi anlamda ayrılmak istiyorum Şelale’den ama ne zaman bunu söylemek için niyetlensem suratında endişe, merak karşımı şapşal bir ifade beliriyor. Öyle tatlı oluyor ki… Söyleyemiyorum ben de.
-Erdem allah belanı versin vaktimi çalıyorsun olum ben gidiyorum.
-Default.
-Şaka da ya-pa-mı-yo-sun! Serseri seni.
Erdem’in yanından ayrıldıktan sonra yürümeye başladım. Kollarımın açıkta kalan kısımlarına yağmur damlaları değiyordu.
Talaş’ı düşündüm. Birkaç sefer ayrılma meselesi benim de aklıma düşmüştü. Birisi dışında asla becerememiştim… “Bu akşam kesin söylüyorum!” diye eve gittiğinizde en sevdiğiniz tatlının özenle hazırlandığını görünce söy-le-ye-mi-yor-su-nuz. Ne tuhaf.
Böyle zamanlarda vicdan ile ilgili ikiyüzlü davrandığımı düşünürüm. Sevgili vicdanlı davranmanız gereken yavru bir köpek değildir. Ona yavru köpeğe yaklaşır gibi yaklaşırsanız “sevgili” durumunun doğasını eğip bükmüş olursunuz. Bu ve benzeri durumlarda iç ısıtan bir bakış sizi bir şeyleri söylemekten alıkoyuyor ise sakın ha bunun “kendinizi bildiğiniz bileli sizde var olan kahrolası vicdanınız” olduğunu düşünmeyin. Bu çok ahmakça bir düşünce olur. Hatta durumunuz için “oldukça vahim” bile denebilir. Bana sorarsanız Erdem’in bahsettiği “o güzel bakış” Erdem’in problemleri büyütme huyuna karşı verdiği iç savaşın ta kendisi. Aslında ilişkisi ile ilgili olmayan bir sürü meseleyi tek bir potada eritip sorunu aşk hayatında arıyor bizim serseri. Sonra da bir bakışla -iyi ki- vaz geçiyor bu huyundan yoksa Şelale güzel falan bakmaz!
Zıııııırr, Zıııırrrr..
-Efendim Talaşcığım.
-Eve yakın mısın?
-Hı hıı ne oldu?
-Ya şey. Immm. Bir şeyler alsana böyle çerez, meyve falan gibi. Şarap içeriz. Güzel müzikler dinleriz. Dans e-de-riz!!! Ne dersin?
– Benimle evlenir misin?
-Ne!!!
-Benimle evlenir misin Talaş?
-Öfff aşkım yapma şunu. Marketi mi geçtin? Geri dön hadi ya. Lütfen.
-Ya Talaş saçmalama. Marketi falan geçmedim. Alıp gelicem. Sen sorumu düşün. Geldiğimde cevap verirsin.