– Ne bunaltıcı bir ortam!!!
– Anlamadım?
– Haa? Yok yok, yok bir şey. Kendi kendime konuşuyorum.
– Sen sıkıldın sanki biraz?
– Yok yok sıkılmadım. Muhabbeti dinliyorum, ilgimi çekti.
30 saniyelik diyalogda, tüm dinlerin tefe koyduğu yalana tam 5(beş) kere başvurdum. Ortamın sıkılgan çocuğu olarak kalmak istemediğimden dolayı hemen lafa giriştim.
– Sedef! sen ne okuyordun?
– Biyoloji.
– Ahaha ne saçma! Biyoloji bilimine tutkuyla bağlı bir tipe benzemiyorsun. Yüksek ihtimal 4 sene sonra işsiz kalacaksın. Sonra “bu ülkede okuyana kıymet verilmiyor” gibilerinden amansız goy goyların olacak. Hali hazırda kullandığın cümlelere bakacak olursak dedikoducu kahve amcalarından tek farkın boyanmaktan yıpranmış kızıl saçların ama söylemeden edemeyeceğim gamzelerin çok hoş.
demedim tabi.
Bekledim, peşi sıra dilimin ucuna gelen bu kırıcı cümlelerin son artçısı gidene kadar bekledim. “Harika” dedim. “Bilime pek değer verilmeyen bir ülkede ne cesur bir seçim. Bu arada söylemeden edemeyeceğim gamzelerin çok hoş”
Tepki olarak sadece güldü. “Ee sen neler yapıyorsun” gibilerinden bir şeyler zırvaladı. Kendimize dair, birbirimizi hiç ilgilendirmeyen bir sürü şeyden bahsettik. Konuşma sırası bana geldiğinde, elimden geldiğince uzatıyordum. Aslına bakarsanız konuşurken yoruluyordum gelin görün ki Sedef ne zaman konuşmaya başlasa lafı bir şekilde döndürüp dolaştırıp hayatında yaşadığı zorluklara, eski ilişkilerinde ona yapılan yanlışlara getiriyordu.
– Sedef! bu konuları kapatabilir miyiz? Yakın zamanda bir gönül ilişkim sonlandı. Pek bir yıprandım, anlattığın hikayeler benim hikayemle çok uyumlu, acı veriyor.
Yine yalan söylemiştim. Yakın zamanda bir gönül ilişkim falan sonlanmamıştı. Uzak zamanlarda sonlanan gönül ilişkilerim de böyle saçma sapan bitmemişti. Gelin görün ki kabalık etmeyeceğim diye havadan prim kazanmıştım. Beleşten prim!!!!! Bana tam olarak şöyle dedi:
– Biliyor musun sanki bunu hissettim? Normalde yeni tanıştığım insanlara kendimle ilgili çok şey anlatmam ama seni yakın gördüm birden! Hayat seni de en az benim kadar yıpratmış bunu hissediyorum. Seni daha yakından tanımak isterim.
Cümlesini gamzeli gülüşüyle sonlandırdı. Daha fazla yalan söylememeye karar verdim. Birden ayağa kalktım.
– Allah kahretsin! Randevumu unuttum! Dişçiye gitmem gerekiyor. Seninle tanıştığıma çok memnun oldum. Telefonumu Gökçe’den alabilirsin. Tekrar görüşmeyi çok isterim. Kendine iyi bak.
Yalan söylememe kararımın üzerine tam 6 yalan!!