…Yağmurun azizliğine uğramamak için gördüğüm ilk bara attım kendimi. Parke zemin benden öncekilerin ayak izleriyle kaplanmıştı. Barın ortasında güzel bir soba vardı. Sobanın dans eden alevleri, barda turuncuyu hakim kılmıştı. “Fena değil” diye düşündüm. “Yağmurun dinmesini beklerken bir kaç tek atabilirim.” Olabildiğince arkalarda bir masaya kuruldum içeceğimi sipariş ettim.
Çantamdan kalemimi ve not defterimi çıkardım. Ay sonuna kadar yapacaklarımı ve gelir-gider dengemi hesaplamamam gerekiyordu. Sayılar, bir türlü denkleşmeyen hesaplar… Aylık streslerle ilgilenmeyi hiç sevmiyorum, gelin görün ki elimden bir şey gelmiyor. Bunu yapmak zorundayım. Bir ara oldukça bunaldığımı hissettim, rastgele bir kaç çizik atıp kağıdı kalemle sertçe dövdüm. Derin bir “off” çektim.. Fonda çalan şarkıya kulak kabarttım. Beth Hart – Cought Out In The Rain. Hoşuma gitmişti, müzik zevki iyi bar bulmanın zor olduğu bir dönemde yaşıyorduk, müdavim olabilmem için tek kritere uyan bir bar. Ne güzel! Neşelendiğimi hissettim.
Uzunca bir yudum.
İki masa ötemde yalnız başına birasını yudumlayan hoş bir kadın vardı. Bir kaç saniye sonra onu tanıdığımı anladım. Editör olarak çalıştığım kitap evindendi bu genç kadın. O da beni fark etmiş olacak ki, birasıyla beni selamladı. Bundan aldığım güçle doğrudan kalkıp masasına gittim.
-Merhaba
-Merhaba
-Tek başınasın! Senin gibi güzel bir kadını tek görmek ilginç.
-Asıl senin gibi kart zamparanın tek olmasına şaşırmalı.
-Sadece muhabbet etmek istemiştim.
-Bunun için özel bir çaba sarf etmene gerek yok! Bay-Zam-Pa-Ra.
-Biliyor musun? Galiba nasıl biri olduğunu anlıyorum. Çok güzelsin ve erkeklerin seninle sadece güzel olduğun için ilgilendiklerini sanıyorsun ama aslında seninle sen olduğun için ilgilenmelerini istiyorsun. Sorun şu ki güzelliğini bir kenara bırakacak olursak pek de ilginç değilsin. Kabasın, dost değilsin, soğuksun, umarsızsın. Biliyorum birinin bütün bunları bırakıp içindeki gerçek insanı görmesini istiyorsun ama bir insanın böyle bir çabaya girmesinin tek nedeni güzelliğin olacaktır. Garip değil mi?
Demek istemiştim. Fakat hece hece vurgulayarak söylediği ZAM-PA-RA dan sonra kalkıp gittiği için bütün bunları boşluğa savurdum.
Kapıdan dışarı baktım. Yağmur durmuştu. Gece bana güzel bir unvan bırakmıştı. Zam-Pa-Ra, bir an için öyle miyim diye düşündüm. Karar veremedim, kahkaha patlattım ve güzelce bir bahşiş bırakıp eve yollandım.
Yazı içerisinde; 1994 yapımı KURT filminden bir replik yer almaktadır.