Bireysel silahlanma pek çok toplumun olduğu gibi Türkiye’nin de başına bela. Düğün gibi herkesin mutlu olmasının beklendiği günlerde bile densizin biri sevincini silah sıkarak göstermeye kalktığı için bugüne kadar sayısı belirsiz canımızı yitirdik.
Geçtiğimiz günlerde Jeoloji Profesörü Celal Şengör’ün evinin camına da böyle bir serseri kurşun isabet etmişti hatırlarsınız.
Yani evinizde otururken birden bire nereden ve niçin geldiği belli olmayan bir kurşunla hayatınızı kaybedebilirsiniz.
Buna kaza kurşunu denilemez çünkü kaza, istem dışı şartlar nedeniyle oluşan bir durumdur.
Yani siz eğer havaya ateş açıyorsanız bu bilinçli ve isteminiz dâhilinde bir eylemdir.
Small Arms Survey tarafından yayımlanan araştırmaya göre dünyadaki bir milyardan fazla ateşli silahın yüzde 85’i sıradan insanlarda, yüzde 13’ü askeri cephaneliklerde yüzde 2’si de polis güçlerinin elinde bulunuyor.
2017 yılı verileri dikkate alındığında dünyada en çok silah bulunduran kişi sayısı her 100 kişiye 120 ateşli silah ile ABD olurken bu sırayı 52.8 silah ile Yemen ve 39.1 adet silahla Sırbistan ve Karadağ izledi.
Ülkeler (ister gelişmiş isterse gelişmemiş kategorisinde yer alsınlar) bireysel silahlanmaya dur demek zorunda.
İnternet üzerinden market alışverişi yapar gibi silah alınabilmesinin önüne geçilmesi gerek.
Hatalarımızdan ders çıkarabilecek olgunlukta olmamız gerek.
Evet, Türkiye’de yaşayan halkların pek çoğunun geçmişten gelen kültüründe silah önemli bir yer tutuyor olabilir ancak o “eski” zamanlarda yaşamıyoruz.
Bireysel silahlanma nasıl Yeni Zelanda’yı ve onunla birlikte dünyayı yaktıysa, bizi de bulabilir. Bu durum “Bizim başımıza gelmez ya” diyerek geçiştirilecek yahut önlem alınması ötelenecek bir şey değil. Çünkü ucunda yaşam hakkının gaspı var.
Umarım bizim ülkemiz de en kısa zamanda bireysel silahlanmanın önüne geçecek uygulamaları yürürlüğe koyar.