Bugün yaşadığım bir olay ve bazı duyduklarım eski köşelerimden birini hatırlatınca, fırsat bu fırsat dedim. Yapıştır gitsin yazıyı aynen… Belki bugüne kadar okuma fırsatı bulamamış olanlar da olabilir. Keyifli okumalar…
Şimdi efendim, kendisi de 40’lı yaşlarında olan biri olarak elbette ki kendi yaş grubumdaki insanlarla genelde alıp veremediğim bir şey yok. Yalnızca bir güruh var ki; hem kendi hayatlarını hem de bir şekilde bizlerin hayatlarını karıştırmaya epeyce yatkın oluyorlar.
Kimmiş onlar derseniz, Andropoz Beyler derim.
Yıllarca dilimizden düşmeyen “Kırkından sonra azanı teneşir paklar” sözünün çıkış kaynağı olan Andropoz Beyler, yalnızca ikili ilişkileri değil; genellikle yeterli alt yapıya sahip olup olmadıklarını düşünmeden atılmakta sakınca görmedikleri siyaset hayatımızı da karıştırıverirler.
Ne demek istediğimi daha net anlatayım.
40’lı yaşlarına gelen kadın; spor-diyet ikilisine başlar, saçlarını boyatır, imkânları dâhilindeki kurslara katılır, moda tabirle sürümünü günceller.
Kadınların menopozu o kadar dillendirildi ki bildiğiniz üzere doğal bir süreç olmaktan çıkarılıp, tedavi edilmesi gereken bir hastalık haline geldi. Hâl böyle olunca asıl ortalığı bulandıran kesim olan erkekler yine gözlerden ırakta kalmayı başardı.
Peki, 40’lı yaşlarına gelen erkek ne yapar?
İlk işi ev ahalisine uydurulacak yalanlar cebe konur. “Vay arkadaş, galiba yakında ölüyorum. Bütün ömrüm bir çiçekle mi geçecek yani?” korkusuyla ve genellikle de mümkün mertebe yaşça küçük kadınlara doğru bir meyil başlar. Çağ da internet çağı olunca, “Evimde çok mutsuzum”, “Karım beni hiç anlamıyor”, “Gençliğimi çürüttüm”, “Maddi durumum iyi, sana kol kanat gererim” gibi 18 yaş üstü kadınların duymaktan, okumaktan kusacağı noktaya geldiği cümleler peş peşe söyleniverir.
Ha bununla yetinirler mi, tabii ki hayır. Onların kimden aşağı kalır yanları vardır ki siyasete atılmasınlar! Emekli olan her yüz kişiden yüz ellisinin kafe açarak hayatın anlamını bulacağını düşünmesi gibi, 40’lı yaşlarına gelen Andropoz Beyler de, başa çıkamadıkları testosteronla arenada buluverirler kendilerini. Elbette evel ezel siyasetin içinde olanları da vardır lâkin dikkat ederseniz, bu kişiler bile 40’lara geldiklerinde şöyle bir coşar. Daha saldırgan olur. Sert söylemler hayatlarının her alanını ele geçirir.
Sorunu gözler önüne serdin de çözüm önerin ne derseniz, inanın ki bilmiyorum. Yani ne bileyim yogaya başlasınlar, kitap okusunlar, yeni bir dil öğrenmeye çalışsınlar.
“Gölge etmesinler, başka ihsan istemez”