Referandum bitti. Siyasi parti temsilcileri birbirleri ile olan hesaplaşmalarını yapmadan, yeni denizlere yelken açmaya başladı. Siyasetin yanı sıra kentteki yaşam da, sosyal hayat da kabuk değiştirmeye başladı.
Bu yeniliği önce siyasi partilerde göreve yapan isimler iliklerine kadar hissedecek. Sonra sıra sosyal hayatta ve ardından da ekonomik hayatta bu değişiklik hissedilmeye başlanacak. Siyasette Merkez İlçe Başkanları ile İl başkanlarının seçimleri yapılacak. Henüz daha sandığa gitmeden yüzeysel anlamda bakıldığında en büyük değişikliği, iktidar partisi ile ana muhalefet partisinde görecek gibiyiz.
AK Parti İl içersinde seçime gitmeden 3. Olağanüstü büyük kongresini gerçekleştirdi. Partinin kurucusu Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan, yeniden parti genel başkanlığı koltuğuna oturdu. Oluşturulan kurullarda Çanakkale’nin diğer İllere göre daha şanslı olacağı gözleniyor. Çan doğumlu Fatih Şahin MKYK seçilip girerken, Tarım Bakan yardımcılığında Mehmet Daniş, parti Grup Başkan vekilliğinde de Sayın Bülent Turan’ın isminin olması, Çanakkale ağırlığını göstermiş oluyor. Bu arada bir sürpriz yaşanıp bakmışsınız bir de kentimize bir bakanlık gelmiş olabilir.
MHP, İl kongresini tamamlarken, geçmişten gelen isimlerle devamını sürdürdü. Yapılan kongrede çok büyük bir sürpriz yaşanmadı. MHP Kongresi ile dipnot düşeceğim bir-iki bana göre önemli olayın altını çizmek istiyorum. İlki MHP de artık eskisi gibi gençlerin heyecanla salonları doldurduğu bir siyasi parti olmaktan çıkmış. Daha bir yaşlanmış gördüm. İl Başkanı Hakan Pınar’ı da bu koltuğunda daha olgun ve bilge birisi olarak oturduğu gözleniyor. Zaman içersinde genel siyaset konjonktürüne göre farklı boyutlar yaşanabilir.
Gelelim CHP’ye… İç dinamiklerin sürekli çalıştığı, bu partide de kabuk değişimi yaşanabilir. Bunun için henüz çok erken ama bu kadar çevrede esen fırtınadan mutlaka az da olsa nasibini alacaktır. Bir bakmışsın parti gençleşivermiş. Bir bakmışsın ezberler bozulmuş, yepyeni isimler piyasaya çıkmış ve kabuk değiştirme modasına asırlık çınar da uymuş. Olur mu? Niçin olmasın.
Derdim ve işim ahkam kesmek değil ama ülke gündemi için bir iki cümle yazmak istiyorum. Bu günlerde Sayın Cumhurbaşkanımız ile Sayın Devlet Bahçeli arasında sözlü göndermeler yaşıyoruz. Sanki referandum sonrası ayrı düşmüşler görüntüsü yaratılıyor. Buna inanmıyorum. İkinci cümlem de önümüzdeki günlerde yeniden bir açılım siyasetine yakın girişimlerin gelebileceğini tahmin ediyorum.
Siyasetin kabuk değiştirmesi demek ekonominin de çok çabuk kabuk değiştirmesi demek olduğunu unutmayalım.