100 GÜNDE 106 KADIN
Dünya tarihi boyunca birçok şeye çare bulan insanlık, kadın cinayetlerini durduramıyor. Çaresizce izlediğimiz tablo, bu sene daha da kötüye gitti. 2016 yılının ilk yüz gününde 94 kadın katledilirken bu sayı 2017’nin ilk yüz gününde 106’ya yükseldi.
Neresinden bakarsanız bakın, bu tablo üzücü olmaktan da öte bir halde… Bu kadınların umutları, hayalleri son buldu. 106 aile, evlat acısı ile yüz yüze kalırken 106 aile de fail yakını olarak kendini sorgulamak ile yüz yüze kaldı. 106 fail, hak ettikleri cezayı almayacak olsalar da vicdanları kara bir lekeye dönüştü. Geriye kalan tüm insanlar bu kara lekelerle yan yana seyahat etmek, aynı pazardan alışveriş yapmak gibi bir mecburiyete sürüklendi. Daha da kahredici olanı ise en az 85 çocuk annesiz ve babasız kaldı.
Kadın cinayetlerine dur demenin yolu yıllardır kadının eğitim almasında, istihdam edilmesinde arandı. ‘Erkeği yetiştiren de bir kadın sonuçta!’ mantığıyla iş başka bir kadına da yüklendi. Ama yine çare bulunamadı. Belki de en başında herkese yaşam hakkının kutsallığı öğretilebilmiş ve örneklerle gösterilebilmiş olsaydı, aşkın sevmenin ayıp sayılmadığı bir toplum düzeni oluşturabilmiş olsaydık, adaletin yerinde ve zamanında tecelli etmesi sağlanabilmiş olsaydı ve kadın erkek ayırmadan herkese yargıç ya da hüküm koyucu olmadığını anlatabilmiş olsaydık, bugün 85 çocuk annesi ve babası ile akşam yemeği yiyebilecekti…
İstatistiğe göre kadınların 32’sinin kim tarafından katledildiği tespit edilemezken, 32’si eşi tarafından, 11’i eski eşi tarafından, 12’si tanıdığı biri tarafından, 10’u erkek arkadaşı tarafından, 7’si tanımadığı biri tarafından, 3’ü eski erkek arkadaşı tarafından, 3’ü oğlu tarafından, 2’si babası tarafından, 1’i de erkek kardeşleri tarafından öldürüldü. Türkiye’de yerel gazeteler dahil tüm medyayı gün gün tarayarak hazırladıkları verileri gündeme taşıyan UMUT Vakfı; “8 Mart Dünya Kadınlar Günü öncesinde bu rakamları paylaşmış, Çanakkale’de hiç kadın cinayeti işlenmediği görülmüştü. Bizler en azından bu kara lekeli failler ile yakın değiliz, Çanakkaleli kadınlarımız nefes almaya ve boğazı seyretmeye devam ediyor…