AKP ZENGİNLERİ
Her dönemin zenginleri olur. Hiç, ismi cismi duyulmamış insanlar, bir de bakmışsınız ki, Türkiye’nin ileri gelen zenginlerinden olmuşlar. Bunları bizler birebir yaşadık. Özal zamanında da çok türemişlerdi. Banker Kastelli diye bir zat-ı muhterem, bütün ünlü sanatçıları reklam için televizyonlara çıkartıyordu. “Güvenli bir yol seçtim. Banker Kastelli” diye bağırıyorlardı. Aklınıza kim geliyorsa. Sonunda moku çıktı. İflas etti Adam kaçtı. Birkaç yıl önce de vefat etti. Sonraları, Sülün Osman’a taş çıkacak birisi daha türedi. Jet Fadıl. Önce yerli otomobil üreteceğim diye milletin paralarını cukkaladı. Milletvekili bile oldu. Sonradan milletvekilliğini alıp, Erdoğan’a verdiler. Jet Fadıl yılmadı. İnşaat sektörüne girdi. Yine paraları topladı. Pırrr. Sonunda Cezaevine düştü. Yeni tahliye oldu. Bakalım ne dalavereler düşünüyor. Yakında göreceğiz. Tabii ki AKP’nin zenginleri bambaşka. Pervasız. Milletin anasına avradına dümdüz gidiyorlar. Affedersiniz, Kadınlarımızı mal olarak görüyorlar. Terbiyesizlikleri, hayasızları had safhada. Şımarmışlar. Havuzu doldurmanın garantisi ile kimseyi takmıyorlar. Peki ne olacak bunların sonu? Her şeyin bir sonu olduğu gibi bunlar da tarihe karışacak. Milletin yüzüne bakamayacak hale gelecekler… Bu millet, Sabancı gibi Koç gibi zenginleri de gördü. Onlar milletin içinden geldiklerini bilerek edepli davrandılar. Halkı hakir görmediler. Çalmadılar çırpmadılar. Haksız kazanç elde etmediler. Bir gruba, bir Partiye sırtlarını dayamadılar.
ALO, BELEDİYE!
Bir dairenin yetkilisi ile görüşmek isteğinizde, telefondaki kişi, “Ne konuda görüşeceksiniz” diye size sorar. Bu moda oldu. Biliyorsunuz. Biz de buna çok kızdığımızı defalarca yazıp, çizdik. Yahu sana ne? Zaten sana söylenecek bir konu olsa söyleriz. Ne yazık ki, bu hastalık Çanakkale Belediyesine de sirayet etmiş. Geçen Cumartesi günü Belediye santralini aradık. Zabıta ile görüşmek istediğimizi söyledik. Telefondaki görevli. Konu neydi? Bana söyler misiniz? Hoppala. Yahu sana niye söyleyelim. Şimdi, biz size söyleyeceğiz. Siz de Zabıtaya söyleyeceksiniz. Neden zabıta, direk olarak konuyu bizden öğrenmiyor? İtiraz edince mecburi olarak bağladı. Yahu bu nasıl iştir? Neye hizmet ediliyor? Anlamak mümkün değil.
AZICIK GÜLELİM
Temel marangozmuş, ama ne marangoz? Mesleğinin zirvesindeymiş. O günlerde Trabzon’a dünyanın en büyük sirki gelmiş. Çadır direğini dikmek için, usta bir marangoza ihtiyaç varmış. Arayıp, soruşturmuşlar; marangoz Temel’i bulmuşlar. Temel, sirkte ne iş yapılacağına bakıp, takımlarını alıp gelmiş. Direğin üstüne çıkan Temel, başlamış direği yere çakmaya. Sirkin patronu da aşağıdan Temel’i seyrediyormuş. Tam o sırada havada iki parende, üç salto atarak yere iki ayağının üstüne düşen Temel, ellerini bacaklarının arasında tutmaya başlamış. Temel’in hareketleri karşısında şaşkına dönen sirkin patronu, içtiği puroyu yutmuş ve koşarak Temel’in yanına gelip sormuş: – Aynı hareketleri tekrar yapabilir misin? – Hayır, olmaz. – O yaptığın cambazlık sayesinde çok büyük paralar kazanabilirsin. – Kesinlikle olmaz. – Yahu bu hareketleri 20 yıllık ip cambazları dahi yapamıyor. İyi düşün, seni bu sirkin yıldızı yaparım, çok para kazanırsın. Temel bakmış ki; ısrarlardan kurtuluş yok, patronun kulağına eğilip demiş ki: – Ula hemşerim, benim her sefer aynı hareketi yapmam için; direğin tepesinde aletin başına mı vurmam lazım? Sağlıcakla kalınız.