Ahaliden üç temsilci, Bektaşi’ye gitmişler. Ellerinde üç şişe şarap. Demişler ki “Erenler, siz şaraptan anlarsınız. Şu şişelerden en iyi şarap hangisidir. Tadıp bize söyleyin biz de ondan alalım.” Bektaşi önüne sıralanan ilk şişeyi almış, açmış ve dikip birkaç yudum içmiş. Hemen şişeyi indirip diğer iki şişeyi işaret etmiş. “Bunlardan alın” demiş. Ahalinin temsilcileri bu duruma müdahale etmişler. “Erenler iyi de ikisinden hiç tatmadınız ki? Bektaşi yanıt vermiş. “Bu içtiğimden de kötü değillerdir ya.”
Seçim sonuçlarına baktığımızda sonucu ben böyle okudum. Sizi bilmem.
AK Parti neden kazandı?
CHP neden kaybetti?
İyi Parti bekleneni niçin veremedi?
Biz, yazar, çizer sonra da söyler geçer gideriz. Herkes şapkasını çıkarıp önüne koysun. Özeleştirisini de yapsın. Kim ne derse desin. Türk Halkı sandıkta gerekeni yapıyor. Hesap da soruyor, tokat da atıyor. Siyaset yapmak isteyenler ve yapanlar durumdan ders çıkartsın.
Kaybedenler için söylüyorum. Öncelikle halka tepeden bakma hastalığından vazgeçsinler. Her şeyi siz biliyorsunuz, halk hiçbir şey bilmiyor deme lüksünüz de yok. Küçük olsun benim olsun hastalığını artık kendi içinizde tedavi edin. Bu hastalık ilaçla geçmeyecek galiba. Mümkünse, en yakın acile gidip, ameliyat olun ki yara kangrene dönüşmesin. Siyasette gençlerin önünü açın. Siyaset yapmak isteyenler, projeleri ile partilere gelsinler. Yeni isimler, yeni yüzlere ihtiyaç duyuyor Türk seçmeni.
Siyasetin altın kuralı “Kazandığın gün kaybettiğin ilk gündür” diye bilinir. Ben, kimin kazanıp kaybettiğinden çok Çanakkale’nin kazandığını düşünüyorum. Yeni sistem, yeni dönem. Hem AK Parti’de hem de CHP’de üst düzey isimleri Ankara’ya güçlenmiş olarak gönderdik. Sayın Bülent Turan, bu dönemde daha etkin ve yararlı işlerle kentimize katkı sunacaktır. O Çanakkale’yi, Çanakkaleli de O’nun huyunu suyunu iyi biliyor. Jülide ise arada köprü görevini iyi üstlenir.
CHP Genel Başkan Yardımcısı sıfatını alan Sayın Muharrem Erkek’in işi de küçümsenecek kadar az değil. Sayın Erkek, bence önce hesap verecek sonra da hesabı kesen isim olarak bilinecektir. Kendi iç bünyesinde her seçim sonu tüm enerjisini tüketen bu partide yeni bir süreç ve dönem de başlayabilir. Yani yine AK Parti’liler iş yaparken, sevgili CHP’liler iç hesaplaşmanın peşine düşmüş olabilir.
İyi Parti İl yönetimi, seçim süresince üzerine düşen görevi fazlasıyla yerine getirdi. Genel Merkez’den beklenen rüzgar bir türlü estirilemedi. Adayların belirlenmesinde de sanki haksızlık etmek istemem ama biraz şaşkınlık yaşandı. Partinin kuruluş aşamasında büyük emeği olan Rıdvan Uz, belediye başkanlığı adaylığı sürecindeki enerjiyi bir türlü yakalayamadı. Siyaseti iyi bilenlerin tabiri ile ceza sahası içinde penaltı bekleyen oyuncu misali maçın hakemine bakıp durdu.
Merkezden çok iyi rüzgar estirdiğini, sandıklar açıldığında gördüğümüz AK Parti dışında hiçbir siyasi parti kazançlı olmadı. Bugün iç sayfalarımızda kıyaslamalı olarak okuyucumuza sunduğumuz seçim tablosuna dikkatli bakmak gerekiyor. Söz yanılabilir ama matematik ve rakamlar yanılmaz. Siyasi aktörlerden oy artıran isim Bülent Turan apoletlerini omzuna takarken, apoleti sökülen ya da sökülecekleri de sizler tahmin ediyorsunuzdur.
Ne diyeceğiz şimdi? Ne isteyeceğiz Erenlerden…