EVET YA DA HAYIR’A KİLİTLENMEDİK
Çanakkale’de başta siyasiler olmak üzere yurttaşlar, henüz Evet ya da Hayır demeye kilitlenmedi. Yöre için bunun en büyük nedeni, bana göre önümüzdeki günlerde kutlayacağımız 18 Mart törenleridir.
Yazının başında hemen ekleyeyim bir diğer sebep ise her geçen gün biraz daha kötüye giden ekonomidir. Çanakkale ekonomisi genelde üretimden çok aylık maaşa dayandığı için biraz daha geç ama daha derin etkilenen bir yapıya sahiptir. Kentimizde yaşayan öğrencilere gelen aylık paraların miktarında azalma yaşandığında, memurların, işçilerin, emeklilerin aldığı maaşların büyük bir bölümü de giderlerin elde olmayan nedenlerden dolayı artması sonucu biz kent olarak ekonomik sarsıntıyı daha fazla hissederiz.
Hal böyle olunca kentin ekonomisini çevirecek olan kurumlar da İl Özel İdaresi, Üniversite ve Belediye’ye çok iş düşüyor. Bu kurumların iş yapma yüklenicileri de kent dışından gelip işleri yapıp ödeneklerini kendi kentlerine götürünce ekonomik sıkıntılar daha da derinleşmiş oluyor. Son 5 yıla kadar kentimizin parlayan yıldızı olan Gestaş’ı bu örneklemenin dışında tutuyorum. Gerekçesini özel şirket anlayışı ile kamu şirketi anlayışının arasında kalan yöneticilerine ve işbirlikçilerine sorulmalı. Kısa süre içersinde o gün de gelecektir.
Durum böyle olunca iktidar partisinin temsilcileri de haklı olarak temeli atılacak olan Köprüye kilitlendi. Çanakkale Boğazı’na yapılacak olan köprü, Çanakkalelilerin neredeyse yüz yıllık hayaliydi. Kentin gelişmesi, bir üst kulvara çıkması için de çok önemli bir mihenk taşı görevini üstlenecek. Ha şuan akıllara soru işaretleri getirmiyor mu? Getirebilir. Bu soruları ve sorunları da el birliği ile siyaset ayrımı, bölge ayrımı, kurum ayrımı yapmadan aşarız. İnancım bu yönde…
Tüm bu derin ve önemli gündemlerin yanında tabii ki siyasetçiler de boş durmuyor. Kendi çaplarında çalışmalarını sürdürüyor. Son günlerde yapılan anket çalışmalarına baktığımızda nedense Çanakkale, bu şirketlerin denek olarak seçtikleri iller arasında olmuyor. Bunun nedeni, kararsızlarımızın olmaması mı? Partilere dağılımı hep bir yönde yapmış olmamız mı? Mutlaka sosyolojik ve bilimsel bir nedeni vardır. Bu konuda sadece sorular sorar yanıt veremem. Yanıtını kendimce, gözlemlerin ışığında vereceğim tek konu ise şudur;
Evet ağırlıklı da çıksa, Hayır ağırlıklı da çıksa siyasetçilerimiz çok iyi bilmeliler ki bunun nedeni kendileri değil. Belki de kendilerinden önce rakiplerinin konumunu iyi irdeleyip gözden geçirmeliler. Partilerinin üst düzey yetkililerine hesap vermeden özeleştirilerini iyi yapıp çevresindekileri gözden geçirmelidirler. Evet ya da Hayır çıkması bundan sonra yapılacak tüm seçimlerdeki aday belirleme sırasında mevcut isimlerin de büyüteç altına yatırılmasını engelleyemeyecektir. Rotasyonlar bile yapılması için kulisler çalıştırılacaktır.
Çanakkale olarak biz bu saydığım nedenlerden dolayı Evet yada Hayır’a kilitlenemedik. Halkın öncelikleri, siyaset yapanlardan daha farklı. Halkın bu öncelikli aklına gelen sorular ya da sorunlar çözüme kavuşturulursa, Evet yada Hayır’a kilitlenecektir.