Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

Baristo

Örtüyü yerinden çekip dikkatlice

Örtüyü yerinden çekip dikkatlice koydu oval deliğin üzerine. Her bir köşesinin örtüldüğünden emin olarak tamamladı hareketini. Aklına yaşanmamış geleceğin hatıraları hücum etti. Gözleri doldu. Derin bir nefes alıp devam etmeliydi. Katarsisin hücum zamanı değildi şu an. Bir barın tuvaletindeydi. Oturmak üzereydi. Yanaklarını, oradan da ellerini ıslatan gözyaşlarına şaşarırarak bakındı bir müddet. Ağlamıyordu ki. Ağlama hissini bilirdi yüreği. Tuvaletten çıkınca aynada göz göze geldi kendisiyle. O an başladı izafi zamanların yolculuğu.

Yaşanmış bir anının kıyısına vardı benliği, Tevafukun ikircikli dönenbeçlerinden geçerek. Yüzünde gördüğü görselin içerisine giriverdi zihni.

Her şeyin zamansız ve insiyaki değişimi ile kocaman oldu gözbebekleri. Altı üstü ellerini yıkayıp dönecekti oturduğu masasına. Zamanın, çökelek misali sünen lahzalarının birinde buldu kendini. Bu imkansızdı. Bu olamazdı.

Yaşama merhaba diyen bir ana döndü zihni. Ana rahminden çıkışı sonrası ilk ağlayışına. Parmakları sayıldı bir heyecanla. Bir tartıya kondu bedeni, ruhundan habersiz. Ağlamaya devam eden bedeni, bir parçasının eşşiz güzellikte ağladığını betimledi ruhuna. Kapandı, kaplandı bedeni örtülerle. O an anladı, baba olduğunu. Kucağına verildi küçük bedeni. Yaşayan ve yaşamış olan her insanın doğal bir serüveni içerisinde ilklere imza atan bedeni, hiçlikten var oluşun düzlemine indirgeniyordu.

Gözleri kocaman olmuş, kırpılmayan göz kapakları ardında saklanan bütün yaşlar gözlerine hücum etmişti. Zar zor uzandı musluğa. Hiç bir zaman bu kadar ihtiyacı olmamıştı suya. Hızlı hızlı yıkadı yüzünü. Hissetmenin dayanılmaz ağırlığı altında ezilen ruhu, bir çıkış yolu olarak suyu seçmişti. Sendeledi ayakları, aynanın karşısında. Yaşam, her bir dirhemiyle geliyordu üzerine. Hızlaca yıkadı yüzünü. Sert su atışlarını hissetti yüzünde. Lâkin benliği, doğumun ilk anından ayrılmıyordu. İki üç Dört defa daha çarptı suyu yüzüne. Değişen hiçbir şey olmadı. O andan ayrılamıyordu zihni. Bacakları iflas etti sonunda. Olduğu yere yığıldı bedeni, zihninin ana dönüşü altında. Yığıldı kaldı bedeni, katarsisin ağırlığı altında. Ve başladı bilinmezlikler diyârında gezintiye…

Okan Batur

 

Tüm Hakları Saklıdır. | Renowtech