Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

Zamansız Mekânlar

Kocaman taşların özenle oyulmuş

Kocaman taşların özenle oyulmuş yuvalarına bakıyorum, bilmem kaç bin yıl öncesine. Çizilen şekillerin anlamından çok çizenin zihnine bakıyor gözlerim.

Günde en az bir bloğu bitirmeleri lazımdı. Bitirmeyen buğday ve mısır alamazdı gün sonunda. Hiç durmadan karışıyordu, yazmalarını istedikleri kitâbe. Kalem oynatmak bazen 17 dakikasını alıyordu. En sevdiği düşünceler bütünüydü yazdıkları. Gönüllü olmuştu yazmak için. İlk zamanlar günde yarım blok bitirme sınırı vardı. Yazmaları istenen giderek artıyordu. Oluşan baskının gayriihtiyâri tedirginliği ile savaştaydı. İki kızı vardı, yeni yaptığı evde kendisini bekleyen. Yanlış yazdığı bir şekli değiştirmesi bazen imkânsıza yakın oluyordu. Yanında yazan adamı, fazla yanlış yaptığı için kırbaçlıyorlardı. İçindeki bu düşüncelerle savaşırken, yaptığı her hata onu da bu gerçekliğe çekiyordu. Odaklandı. Telefonunu uçak moduna aldı ve yaptığı işe yoğunlaştı. Telefonu cebine atmıştı ki arkasından bağıran tok ve öfkeli sesi işitti kulakları. Daha bi hızlandı düzeltmek için. Düzeltmesi basitti bu şekli ne de olsa. Elindeki koca demir çubuğu koydu oyuğa paralel olarak. Diğer elinde bulunan dikdörtgen taş sopaya bağlı bir şekilde havaya kalktı. Çekiçten önce sırtındaki acı vurdu,bedeninin mermer bloğuna.

Işığın azaldığını hisseden bekçi gözlerim, beynimin kapısını tıklatıyordu. Önce gölgesi, ardından bedeni girdi; gözlerimle koca taşların özenle oyulmuş yuvaları arasına. Bütün bedenini sabitlemiş poz veriyordu, Minik bir flaşın aydınlatma çabası altında. Anı donduran bir zaman kavramıydı. Ana dönüşümün son evresinde ayrılıyor beden, duvarın yanından. Rastgele hücum eden anılar geliyor aklıma,rastgele. Gülümsüyorum.

 

Okan BATUR

batur.okan.60@gmail.com

Tüm Hakları Saklıdır. | Renowtech