Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

Dünyayı ben mi kurtaracağım?

Çanakkale’de yaşanan yangınlar bir

Çanakkale’de yaşanan yangınlar bir kez daha toplum üzerinde geçici bir “çevrecilik” hissi uyandırdı. Geçici diyorum çünkü aksine inanmak için bir nedenimiz yok. Yaşanan her ekolojik felakette toplum üzerinde kısa süren bir ekolojik farkındalık yükseliyor; sonra hiçbir şey olmamış gibi sıradan hayatlarımıza geri dönüyoruz.

Sıradan hayatlarımıza geri dönmekte bir sorun yok; elbette döneceğiz. Ancak neden bu ekolojik farkındalık üstümüzde (ya da çoğu insanın üstünde) kalıcı bir etki bırakmıyor? Buna çok ihtiyacımız olduğu yeterince açık değil mi?

Kitlesel çapta, farkındalık düzeyimiz göz önünde bulundurulduğunda köklü bir değişim gerçekleşmediği takdirde bu ekolojik felaketler devam edecek gibi görünüyor. Bunun çok basit iki sebebi var. Birincisi insanlar olarak bizzat bu sorunlara aktif olarak sebep oluyor oluşumuz; ikincisi ise yaşanan sorunları engelleyebilecek önlemleri otoritelerden yeteri kadar güçlü talep edemiyoruz. Yani bizler değişim talep edemiyoruz.

“Sadece benim çabamla ne değişecek ki?” diyoruz, “böyle gelmiş böyle gider” diyoruz ancak bir türlü “artık bir şeyleri değiştirmenin vakti geldi” diyemiyoruz. Bilim insanları ve düşünürlerin bu değişimin kitlesel çapta nasıl sağlanabileceği konusunda farklı fikirleri var; ancak bana göre birçoğu işin duygusal bağ boyutunu atlayarak eksik bir iş yapıyor.

Çevresel felaketlerin aslında hepimiz farkındayız, gidişatın kötü olduğunu biliyoruz; ancak bizleri yerimizden kaldıracak duygusal etkiyi taşıyan hamleyi bir türlü yakalayamıyoruz. Bunun için orman yangınları da müsilaj sorunları da yetersiz kalıyor gibi. Sahi biz neyi bekliyoruz?

Berçem Şen

Dokuz Eylül Üniversitesi, Felsefe.

beriiisen@gmail.com

 

Tüm Hakları Saklıdır. | Renowtech