Çığlık çığlığa rüzgarlar,
Uçan kuşların yalancı özgürlüğünde.
Tanyeline rengini veriyor
Ağlayan çocukların gözyaşları.
Çemberi turlayan tüccarların
Sinsi gülüşleri ensemde.
Kesik kesik gökyüzü.
Çizgi çizgi huzurun uyuyuşunda.
Yobaz yeşilleri,
Ovanın.
Ve aklı delen bi çılgınlık.
Dünya düzeninin stabil
Sallantısı içerisinde.
Zihnim,
Damladı damlayacak, gözlerime.
Bir nefes daha alsam,
Dolacak bütün rüzgarlar ayakkabılarıma.
Uçamayacak kanatlıların tedirginliğinde
Gün.
Ve Paçavra güvercinleri,
Umudun eteğine tutunan.
Bir boşluk hali dünya
Hisleri olmayan.
Adımlar hızlandırırken zamanı,
Nefesler sabit.
Uslu gibi
Umarsız
Ve arsız.
Telifsiz düşünceler içerisinde insan.
Tekinsiz acabalar.
Bi sevsek,
Ah bi başlayabilsek
Bizden “yaşayan”ı olmayacak.
Geleceğin katli bu.
Geçmişin korkaklığıyla.
Ah çocuk!
Büyüsen de varsan yanıma.
“Ee bak ne oldu?”
Ömrüm çukurda
Ruhum toprakta
Gözlerim hala aç !
O bakışın ağır gelir de bana,
Savaşın içine doğan bir bebekle
Bekler bizi ölüm.
Rahat rahat nefes ala ala ölür
Ruhum.
Yaşayamayan çocukların cep hayallerinde.
Yaşamın kabul etmediği ölümlerin ipinde
asılı olan.
Yabani çiçeklerin çekiciliği.
Güven altındaki tutsak zihinlere inat,
Özgür yaşayan tekinsiz gün batımları güzelliği.
Kan dolan minik parmaklarından,
Umarsızlığın sahte medeniyetlerine.
Atlasam donacak kanım.
Düşsem ölecek düşüncelerim.
Atladım.
Kuş gagasından
Yeryüzü illetine.
Ve düştü geleceğimiz.
Kan toprak içindeki
Bütün ganimetlere
Ve evet !
Şahidim.
Sana, yapılan her şeye !
Savaşa, istismara, cinayete
Ve yaşama !
Şimdi söyle bana çocuk.
Ama ne olur gözlerimin içine bakma. “Bitti mi prensesin uykusu?”
Okan Batur