Hayat kurtarmak için çıktığı yolda kendi hayatını bitiren bir kadın olarak her şeyi bırakır ve uzaklara, Angel’s Rest’e yerleşerek resim yapmaya başlar. Büyük bir yıkım gelip de her şeyi alt üst edene dek mutlu bir hayat yaşamış olan Sage Anderson için, artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacaktır. Geçmişini de herkesten gizlemektedir.
Ancak hayat, sırları sevmez. Bir gün mutlaka açığa çıkarır; hem de en olmadık zamanlarda…
Ortaya dökülen bu sırlar bazen bir mucizeyi gerçekleştirir yine de. Mutluluğa giden yolun taşları olurlar. Kimi siyah, kimi beyaz, kimi mavi… Her biri ayrı bir renk, geçmişiyle barışabilen insanları yeniden mutluluğa taşırlar. Sage Anderson’ın da gelecek güzel günlere doğru hareket etme vakti gelmiştir.
Yazar güzel bir dil kullanmış ki, sade ve akıcı bir dil kullanmış bu da kitabı severek okumanızı sağlıyor. Kitabın başkahramanı olan Sage Anderson geçmişte yaşadığı bir takım olayları unutmak adına kendini resim çizmeye adamış yerleştiği kasabadaki insanlar ile sorunlarını çözmesini çok güzel anlatmış fakat kitapta bir kaç yerde erotizm sahneleri de anlatılıyor bu da sizin kitaptan soğumanıza neden olmasın dilerseniz oraları okumayabilirsiniz ama kitap okunması gereken kitaplar arasında.