14 Mayıs günü sandık başına gidip, mecliste bizleri temsil edecek isimleri seçeceğiz.
(Aslında biz istediğimizi değil, önümüze konulan isimlerden seçmeye çalışacağız)
Türkiye Cumhuriyeti kurulduğunda, Osmanlı’dan kalan toplam 107 milyon 528 bin 461 lira borcu devralmış.
Ve tüm bu borçlar o günün koşullarında 1955 yılına kadar ödeyip bitirilmiş.
Şimdi düşünelim bakalım, tüm bu borçlar ne üretilerek bitirildi?
Tek üretim alanımız Cumhuriyetin kurulduğu ilk yıllarda tarım ve hayvancılıktı.
Yani biz bu borçları, karasabanla sürdüğümüz tarlalardan elde ettiğimiz,
Anadoluya özgü Buğday, Arpa, İncir, Zeytin, Şeker Pancarı, Tütün, Afyon ve baklagillerden elde ettiğimiz para ile ödedik.
Cumhuriyet Kurulduğunda sanayi kuruluşlarının sayısı 385 adetmiş.
Bu rakamı Atatürk önderliğinde bizim insanımız, (Mühendisimiz, işçimiz, köylümüz) on yılda 1087 sanayi kuruluşuna çıkarmış.
Tıpkı Çanakkale’de 1970-80-90’lı yallarda olduğu gibi.
Bir çırpıda en az on fabrika sayabilir, 35 yaş üstü nesil.
Gençlerimize bir kez daha buradan aktaralım.
Sümerbank, Şarap ve Kanyak Fabrikası, Truva deri, Turutaş, Petkim, Salça fabrikaları ve daha neler…
Türkiye’nin tek ve Avrupa’nın, balkanların en iyi kanyağı Çanakkale’de üretiliyordu.
Şimdi yerine AVM kuruldu.
Petkim vardı. En iyi sera ve sanayi kuruluşları için şeffaf naylon üretilirdi.
Şimdi yerinde Çanakkale’nin en sağlam apartmanları var diye övünüyoruz.
Sümerbank ile Turutaş yan yanaydı.
Sarıçayın renginden, yayılan kokudan, ne işlendiği bilinirdi.
Şimdi arazileri imara açılıp akbabalar gibi çökülmeye çalışılıyor.
Cumhuriyet döneminde Atatürk önderliğinde, kömür, çimento, şeker, pamuk, elektrik, uçak, ipek ve deri fabrikaları kuruldu.
Peki şimdi can alıcı sorumuza gelelim.
Seçtiğimiz, sececeğimiz milletvekillerinden hangisi
ya da hangisinin partisi bugüne kadar, yada bundan sonra
“Biz eskisi gibi üretime para yatıracağız, Fabrika kuracağız” dedi.
Demiş olabilirler, biz duymamış olabiliriz.
Gerçekten, Milletvekilliği için ismi geçenlerden kim ya da kimin partisi üretimden yana olacak.
Bizleri nasıl inandıracaklar?
Aday adaylarının geçmişine baktığımızda neredeyse tamamına yakını,
Bir gün bile olsa “birilerinin gözünün elifine bakıp para kazanmamış ki”
Tek bildikleri imtiyazlı siyaset, imtiyazlı ticaret.