Türkçemizde ‘köşeyi dönmek’ diye bir tabir vardır. Argoda bu tabir ‘parayı bulmak’ olarak da kullanılır. Emek sarfetmeden, çoğu zaman da başkalarının sırtına basarak kendine menfaat sağlamak ve sonuca gitmek olarak da açıklayanlar olabilir ‘köşeyi dönmek’ tabirini…
İşin esprisi de vardır…
‘Köşe bir tane değil ki, birini dönüyoruz biri çıkıyor’
Üçe al otuzüçe sat adına ticaret de. İthal ürün getir ülkemdeki üreticiyi ağlat sonra da ‘ekonomi böyle bişey ‘ de.
Köy tavuklarını hastalık var diye kireç kuyularına attır kendi oğluna damgalı yumurta yaptır ve kanun çıkart. (Sahi bu çok eskiydi demi)
Günümüzde; kimin nasıl davrandığını, helal ile haramı hangi kriterlere göre değil kendine göre değerlendirdiğini hep beraber görüp yaşıyoruz. Sabıkalar silinip yok sayılıyor. Niçin? Para için, daha çok kazanabilmek için.
Çalışarak mı?
Hayır. İşin adamını bularak, arkana bir ‘dayı’ alarak…
Hal böyle olunca OHAL ne yapsın?
Bal tutan parmağını yalıyor zaten de, arıyı düşünen hiç olmuyor.
Ata sözlerinde kalmış ‘çalışmak’ okur geçersiniz biliyorum…
“Çalışmaktan; gayret sarfından, bir cezadan, bir sıkıntıdan, bir fenalıktan kaçar gibi kaçınmak, çok kötü ve tedbirsizce bir harekettir.”
“Herhangi bir şahsın, yaşadıkça memnun ve mesut olması için lazım gelen şey, kendisi için değil, kendisinden sonra gelecekler için çalışmaktır. Hayatta tam zevk ve saadet ancak gelecek nesillerin şerefi, varlığı, saadeti için çalışmakta bulunabilir.”
“Vatanını en çok seven, görevini en iyi yapandır.”
“Yalnız tek bir şeye ihtiyacımız vardır, çalışkan olmak. Servet ve onun tabii neticesi olan refah ve saadet yalnız ve ancak çalışkanların hakkıdır.”
Bu sözleri kim mi söylemiş?
Pek tabii ki Mustafa Kemal Atatürk…
Bir şey ifade eder mi acaba?
Yoksa hala ‘ne olursa olsun köşeyi denecem ben mi?’
Saygılarımla…