Merhabalar,
Bu köşe yazısı benim için hayatımda ilk kez tecrübe edeceğim bir iş. Bu köşede sizlere zaman zaman güncel konularda, zaman zaman da ilgili olduğum alanlarda hem bilgi vermeye, hem de kendimce yorumlamaya çalışacağım.
İnsanın anlatacak çok şeyi oluyor fakat kalemi eline alınca veya mikrofon uzatılınca konuşacak bir şey gelmiyormuş aklına.
Ben de en kolayı olan siyasetten konuşmaya karar verdim. Ancak biraz farklı bir anlatımla.
Siyasete bakış bizim toplumumuzda sahiplenme duygusundan mı bilmem belli konularda çok sert ve kutuplaştırıcı olabiliyor. Ama işin sonunda konu hem oy verme açısından hem de hizmet alma açısından asli unsur millete geliyor.
Peki millet ne durumda.
Bugün kordonda bir çay bahçesinde klasik Ankaralı olarak simit ve çay ikilisine eşlik ederken insanlara uzaktan bir baktım.
Kimisi hesabı ödedikten sonra bir çay bu kadar pahalı olur mu? Çayda içemiyeceğiz artık derken; mekanın sahibi dogalgaz sobasını yakarsam çok yüksek fatura gelecek diye düşünüyordu. Kimisi ev sahibinin, kira ücretine çok zam yaptığını anlatıp, nasıl denklestireceğiz derken; kimisi de evinde oturan kiracısına %25 zam yaparsa burdan elde ettiği gelirle gurbette okuyan üniversite öğrencisi çocuğunun masraflarını karsılayamayacağından bahsediyordu. O sıra da sokakta çalışan kamu görevlileri, maaşlarının günün şartlarına göre çok düşük kaldığından ve markette yaptıkları sıradan bir alışverişin çok pahalı olduğundan yakınıyordu.
Velhasıl vatandaşın seçime girerken siyaset dünyasının çekişmesi veya makro ekonomik ve siyasi durumlar dışında mikro meseleleri; yani sadece kendisini ilgilendiren çok önemli konuları var.
Bunları sıralayacak olursak oluşan ekonomik şartların zorluğu, geçim sıkıntısı, insani koşullarda yaşayamamak, en azından kıyafet, gıda, yılda bir tatil gibi temel ihtiyaçlarını çözememe, eğitimde oluşan aksaklıklar, adaletin ağır ve aksak olması, güvenlik gibi çok önemli konuları/sorunları var.
Hele ki başımıza gelen son felaket Maraş depremiyle beraber, böyle bir olay başlarına gelirse yuvalarının başlarına yıkılıp yıkılmayacağını, nasıl ve ne zaman olacağını düşünüyor. Kentsel dönüşümün nasıl yapılacağı, binalarının nasıl yenileneceğini bilmiyorlar.
Tabi ki siyasi liderlerin toplanmaları, konuşmaları, verdikleri mesajlar, aralarında ki kavgalar, masalardan kalkmalar oturmalar seçimde oy kullanma tercihine bir şekilde etki ediyordur. Ancak bu saydığım konular meselenin şah damarı bence. Siyasilerin tercihleri, kavgaları, toplanmaları, ayrılmaları tabi ki önemli ama bu konular kadar değil.
Artık siyasiler kendi aralarında ki konuları halledip milletin karşısına projelerle, yapabilecekleri vaatlerle, insanca yaşamanın gereklerini nasıl yapacaklarını anlatarak gelmeliler.
Çünkü millet siyasilerin neredeyse her türlü hatasında sevabında yanında olmuş, her mecrada etrafıyla bu konuları tartışmış, yeri gelmiş akraba eş dost birbirine girmiştir. Yani gerekli ve yeterli mesaisini harcamıştır, hala harcıyor.
Bu seçim sürecinde artık milletin işine yarayacak gerçek, somut konularla milletin karşısına gelerek borcunuzu ödeme zamanıdır. Milleti bir diğerine tepki göstermesi icin oy kullanmaya yönlendirmek yerine, sizden beklenen sorumlulukla, gerçekten neye talip olduğunuzu bilerek hareket etmenizdir.
Millet sizden bunu bekliyor.
Saygılarımla…
Erhan Adsoy