Ruhumuz bu bedende yaşam döngüsüne başladığında her şey bir bütündür. Yeni doğan bir bebek tam bilgiyle donatılmış bir bilgedir aslında. Tabi bunu dünyada öğrenecekleri zaten orada o ruhta mevcut gibi düşünmeyin. Bahsettiğim bilgelik diğer boyutlardan gelen bilgeliktir. Üst benliğinde ya da kolektifte bulunan bilgileri nasıl yorumlayacağını iyi bilir. İnsan büyüdükçe alabileceği kapasitede bilgilerde gelişip büyür. Varlığın verdiği kabul ile öğrendiği her duygu ruhundan bir parçayı alır. Bazen bir anı paylaştığımız kişiye bırakırız ruhumuzun bir parçasını, bazen de ani bir travmanın yarattığı acı ile ruhumuzun bir parçasını kaybederiz. Şamanlar buna ruhun kaybı derler. Bir anda kendini, hayallerini bırakmak gibidir. Kişi derin bir acı ile kendi özünün bir parçasını kaybetmiş gibi hisseder. Aslında bu hayatta kalabilmek için bir vazgeçiştir. Ruh, bütünü korumak için kanayan o parçayı feda etmeyi seçer. Mutlu anlarımızda da kurduğumuz bağlar ve attığımız ruh çapaları ile ruhumuzdan bir parçayı bir başkasıyla bağlanmak için kullanırız. Yaşam boyunca birçok bağ kurar ve ruh bütünümüzden kayıplar yaşarız. Bu kısım bir dağa tırmanış gibidir. Zirve ise her şeyin değişmeye başladığı andır. Şimdi toplayarak ilerleme zamanı gelmiş demektir. Bunu fark eden bir ruh, bir şeyler değişmeli demeye başlamıştır. İşte hepimizin bir dönüm ve dışarıdan gelen etkiye bir iç tepki zamanı gelir. Deneyimler kazanmak için bıraktığımız her ruh parçamız neredeyse onu bulup, geriye alma zamanı gelmiştir. Yaşam uzun bir yol ve bu parçalar pek çok anda olabilir. Bulup çıkartmak aslında eskiden şaman bilgelerin işiydi. Şimdi bu bilgeliği anlama yoluna çıkmış ya da birçok teknik ile bilgelik yolundaki şifacının işidir. Amaç ruh bedendeki dengeyi geri getirmektir. Bu bütünlüğe ulaştığınızda her şey daha aydınlık hale gelecektir. Sevgiyle…