Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

Kültür Mültür, Sanat Sepet

Yoldan çevireceğiniz sıradan bir

Yoldan çevireceğiniz sıradan bir İngilize Türkiye’den herhangi bir ressam, yazar tanıyıp tanımadığını, herhangi bir film ya da şarkı bilip bilmediğini soracak olursanız muhtemelen cevap alamazsınız. Ya da en fazla, “Türkiye mi? Ha, göbek dansı vardı değil mi?” diye geveleyeceklerdir. Kültürel cehaletin seviyesi inanılmaz doğrusu. Gerçi şunu da belirtmek lazım, bunun sebebi büyük ölçüde kültürel etkinliklerin kafalardaki Türkiye imajında yeri olmaması. Türkiye güneş, güzel kumsallar, tatil, lezzetli yemekler, canayakın insanlar, futbol ve sık sık başgösteren siyasi sorunlar demektir. Öte yandan pek çok ülkenin, özellikle de Batılı ülkelerin, örneğin Almanya’nın, Fransa’nın, Amerika’nın (ve diğerlerinin) kültürel zenginlikleri sürekli vurgulanır. Karıma kaç kere nasıl olur da bu filmi, şu yazarı hiç duymamış olabilirim diye sorduğumun hesabını şaşırdım. Neyse ki artık Türk kültürünün zengin damarına girmiş bulunuyorum ve bu yolculukta her gün her biri Batıdaki benzerleriyle aşık atabilecek bir sürü güzellik keşfediyorum.

Müzik

Sıradan tatilcilerin kulağına Türk şarkıları çalınmıştır elbette. Tur teknelerinde bangır bangır çalınan ya da restoranlardan, kafelerden sokaklara dökülen şarkılar. Bunlar küçük dozlarda eğlenceli olsa da uzun süreli maruz kaldığınızda kulağınızın dibinde gümbürdeyen bir asfalt delgi makinesinin rahatsız ediciliğine bürünen türde şarkılar.

Türk müziğinin bütün çeşitleri konusundaki bilgim sınırlı olsa da geleneksel Türk halk şarkılarına, yani türkülere âşık olduğumu söyleyebilirim. Her bölgenin kendine has tınıları, kendine has dansları var, danslar da çoğunlukla kalabalık grupların ellerini karmaşık şekillerde birleştirip ayırarak sergilediği gösteriler.

Bütün bunların arasında tek bir sanatçı benim için herkesten ön planda. Sözlerin tamamını anlamasam da müziği ruhuma dokunan Neşet Ertaş, dünya sahnesinde Ravi Shankar, hatta Bob Dylan kadar yer bulması gereken bir müzisyen.

Bir başka janr, en tipik icracısı Müslüm Gürses olan hüzünlü, melankolik şarkılar. Gürses hayatını duygu dolu bir şekilde şarkılarına akıtmış.

Yelpazenin diğer ucundaysa aynı şekilde keyifli 70’li ve 80’li yıllar yer alıyor, Erol Evgin, Tanju Okan, Ajda Pekkan. Çoğu aşktan ve yitirilen sevgililerden bahseden bu şarkılar, evimizde sık sık açılan TRT Müzik kanalında video klipler halinde dönüp duruyor.

Yazının devamı gelecek… 

Tüm Hakları Saklıdır. | Renowtech