Başkalarının verdiği kararlara onay vermeye doğumla başlıyoruz. Bunun altında hep o istenen kişi olma kaygısı var. Beğenilmek, değer görmek ve tabii onaylanmak… Bazılarımız cinsiyet onayı ile geliyor hayata. Bunun getirdiği psikolojik etki ile olmadığı bir kişi olmak zorunda kalıyor. Aile içinde varlığını tam yakaladın bir kardeşin oldu mutluluğu başlıyor. Tabi bir oyun arkadaşı geliyor diyorsun ama anneden aferini almak babasının kızı olmakta yanında hediye. Peki, öyle böyle büyüdük çevre etkisi başlayınca birde akran şiddeti ve gruplar içinde kendi yerini arama hisleri başlıyor. Yani ömür dediğin patrona onaylat, iş arkadaşın değerini biçsin, birazda mutlu olayım sevgilim olsun o da onaylasın derken geçecek mi? Bu oyunu bozmak mümkün. Kendi değerini biçmek buna yardımcı olacak. Siz bu dünyadaki kendi yerinizi anlamaya çalışırken olması gerekenlerin hepsi oldu. Başkaları için yaşadıysanız bugün bunu değiştirebilirsiniz. Hepimizin aynaları olacak dedik. Bu aynalarda öğretecek. Peki ne öğrendiniz? Sorgulayın bunu. Her şey bir anda değişir. Bağımlı yaşadığınız hayatlardan bir başka bakış açısı ile çıkarsınız.
Ben mesela başkaları bana doğru baktığında ne düşündükleri kendileri ile ilgili diye düşünüyorum. Bunu bu bakış açısına getirmek için yargılamayı bıraktım. Ben birini onaylamayınca başkası da bana onay vermek zorunda değil. Kendime bakıyorum ve başarı kriterlerimi kendimi hırpalamadan belirliyorum. Herkesin genel geçer kuralları benim yaşamımı belirleyemez. Yapacağım bir proje varsa bakıyorum. Bana ve bütüne katkı mı? Hak yedim mi? Birini zor durumda bırakır mı? Cevapların yine hepsi bende. Fikirleri dinleyin ama hayat projeniz için son kararı siz verin. Böylece onun değerine de siz karar vermiş olursunuz. Sadece, sade ve berrak bir zihinle mümkün olur bu. İçinizde sorgulamalar yaratan sesleri susturun. O zaman ustalar size fısıldamaya, sizde onları duymaya hazır olacaksınız.
Kim bu ustalar? Hayatınızın ustası sizsiniz. Eğer zihin susarsa asıl yol gösterici olan kalbiniz iradede konuşacak.