Medya gündemi her gün bu kadar değişen bir başka ülke daha var mıdır? Öyle çabuk gündem değişiyor ki önceki haftalarda önem verdiğimiz ana başlıklar aklımızın bir köşesinde yok oluyor. Gündeme gelen haberler, gazetecilerin başarısı mı yoksa haber başlıklarına sebep olan yetersizlikler, ihmaller, ilgisizliklerin birikiminden midir?
Geçen haftalarda Amasra maden kazası kaybettiğimiz işçiler ve ihmalleri konuşuyorduk. İstiklal caddesinde patlatılan bomba ve bağlantılı olarak ülkemize sızan terör odakları konusu gündemdi. Kara para aklayan mafya patronlarının ülkemizde hesaplaşmaları ve yakalanmaları gündemdi. Kendini sık sık hatırlatan deprem gerçeğine, Düzce depremiyle girdik. Sarsıldık ama ağır can kaybı olmadı çünkü önceki 1999 depreminde tüm yapılar yıkıldığı için binalar yenilenmişti.
Yakın zamanda gündem üç harfli marketler ve muhafazakâr sermaye geçmişlerine bağlı olarak ülkedeki enflasyonun bu marketler tarafından yaratıldığı ima edildi. Üretim maliyetlerine etki eden girdilerin ithal edildiği, dövize bağlı olarak arttığı ve ürünlerin insanların ayağına gelene kadar, yakıt yani lojistik maliyetlerinden ve çalışanların asgari ücretle çalışmalarına rağmen maliyetlere etkisi yok sayıldı. Öyle çok mağaza var ki hepsinde üç kişi çalışsa istihdam sorununu çözen etkisi göz ardı edilemez. Basılan paranın ve alınan her türlü yurt dışı kredinin esas enflasyon yaratıcılar olduğu unutuldu. Bütçe görüşmeleri her sene kavga gürültüler sayesinde gündemdir, yine öyle oldu. Bu bütçenin de harcamalar, açıklar, borçlanmalarla uzun vadeli geleceğimize ağır yükler ekleyeceğini biliyoruz. Bir gün gelecek, birileri bu bütçe açıklarını borç almadan kapatalım diyecek ve fakirliğin ne olduğunu toplumun geneli o gün gerçekten öğrenecek.
Yetmiyormuş gibi çocuk istismarının ailelerin rızasıyla evlilik yoluyla yapılmış, mahkemelere yansımış halini yazılı basında görmek hepimizi sarstı. Çocukları reklamlarda veya televizyon dizilerinde ticari başarı için kullanmalarından bile çok rahatsız olurken, bu haber bizleri çok etkiledi. Bazı çevrelerde ne dramlar yaşanıyor ve üstü kapatılıyor bilmiyoruz. Yaşayan çevrenin ve yetkili kurumların etkisizliği, ilgisizliği ve ihmalleri birikiyor ve sonunda bir deprem veya terör faaliyeti gibi ani boşalmayla sonuçlanıyor. Haberin kişileri için artık çok geçte olsa hayıflanıyor ve empati kuruyoruz. Bu ağır gündem sarmalından ne zaman ve nasıl kurtulacağız?