Sürekli artan fiyatlar ve enflasyonist ortam vatandaşların cebini yakmaya devam ediyor. Pazarda bu hafta yağmur yağması dolayısıyla bazı meyve fiyatları yükseldi. Genel olarak fiyatlar yerinde seyretti. Vatandaşlar pazarla alışveriş yaparken, ihtiyaçları kadar alışveriş yapıldığında çok fazla para ödediklerinde dert yandılar. Vatandaşların daha çok domates ve bibere yöneldiği ve salça sezonunun başladığı görüldü. Üreticiler girdi fiyatlarının yükseldiğini ve sürdürülebilir tarım politikaları ile bu sorunun çözülebileceğini söylediler.
Pazarda salatanın kilosu 10 lira, elma 10 lira, karpuzun kilosu 3 lira, daha çok yemeklerin yanında kullanılan soğan 7.50 lira, domates için kullanılan biber 13 lira olarak yerini aldı.
Üretici ve İl Genel Meclisi Üyesi İsmail Gürses,” Girdi maliyetleri geçen yıla oranla %200 artış gösterdiği için fiyatlar artıyor. Mazot, gübre ve ilaç fiyatları arttı. Geçen sene 200 lira olan gübrenin fiyatı bu sene 800 lira oldu diyerek girdi maliyetlerinin pazara yansıdığını belirtirken, vatandaş Hüseyin Köse,”Pazar fiyatlarının iyi olmadığını ifade edebilirim. Biz 2 kişiyiz 200 lira harcama yapıyoruz. Fiyatların düşebilmesi için güvenin sağlanması gerekir” ifadelerine yer verdi.
Üreticiler ve müşterilerin gözünden, pazarın nabzını ölçtük.
“Girdi maliyetleri geçen yıla oranla %200 artış gösterdiği için fiyatlar artıyor”
Üretici ve İl Genel Meclisi Üyesi İsmail Gürses “Girdi maliyetleri geçen yıla oranla %200 artış gösterdiği için fiyatlar artıyor. Mazot, gübre ve ilaç fiyatları arttı. Geçen sene 200 lira olan gübrenin fiyatı bu sene 800 lira oldu. Mazot 8 liralardan 25 liraya geldi. İşçi maliyetleri arttı. Kimse çiftçi neden üretemiyor? Diye sorgulamıyor. Müşteriler kendi cebini düşünüyor haklılar ama üreticiler olarak biz de haklıyız. Bu fiyatlar pazara yansıyor.
“Türkiye’de domates 50 lira olacak”
Devletin gerçek anlamda Avrupa’da ve dünyada olduğu gibi üreticileri desteklemesi gerekir. Gayrisafi millî hasıla’dan (GSMH) %1 vermeleri gerekir. Üretemeyince arz talep dengesinden dolayı fiyatlar artıyor. Ara ara fiyatlar yükselecek. Devlet önlem almazsa bence ekmek 10 lira olacak. Bir söylenti var Avrupa’da doğalgaz sıkıntısından dolayı üretim yapılamıyor. 2 Euro’dan seralarda, domates için anlaşmalar yapılmış. Büyük ihtimalle Türkiye’de domates 50 lira olacak.
“Önemli olan sürdürülebilir ve planlı üretim yapılmasıdır”
Yağmurdan dolayı domateslerde fiyatlar yükseldi. Şeftali bu sene diplerde ve sıkıntılar var. Elma fiyatları iyi diyebilirim ama ciddi manada ilaç atılıyor. Elmanın maliyeti artıyor. Çözüm sürdürülebilir tarım yapmaktan geçiyor. Üretici zarar ederse ağacını kesiyor daha sonra fiyatlar yükseliyor. Devletin ihracat yapması gerekir. İhracata yönelik ürünler dikilmesi gerekir. Ucuz diye sevindiğin zaman yarın ciddi manada fiyatlar yükseliyor. Önemli olan sürdürülebilir ve planlı üretim yapılmasıdır. İthalat çözüm değildir.
“Biz 2 kişiyiz 200 lira harcama yapıyoruz”
Hüseyin Köse, ”Pazar fiyatlarının iyi olmadığını ifade edebilirim. Biz 2 kişiyiz 200 lira harcama yapıyoruz. Fiyatların düşebilmesi için güvenin sağlanması gerekir. Güvence temelinde bu işle uğraşan üretici fiyatlandırma yapar. Dolarda istikrar sağlanması gerekir.
“Bizim zamanımızda genç üreticiler vardı”
Ben Ziraat Mühendisiyim, bizim zamanımızda genç üreticiler vardı. Biz üreticilerin daha iyi ürünler üretmesini sağlıyorduk. Siyasetle uğraşmayarak üreticilerin yanında olduk. Siyasi anlamda kararlarını üreticiler kendisi veriyordu. Eskiden destekleme fiyatları oluyordu. Bakanlık zaman zaman traktörü olan arazisi olanlara destek verdi. Bizim kontrolümüz altında benzin ve mazot için fiş kesilerek, destek veriliyordu.
“Toprak mahsulleri ofisi, et balık kurumu gibi kurumlar vardı”
O zaman bütçeden %1 desteği fazlası ile alıyorlardı. Üreticinin ürettiğini satabilecek yerleri vardı. Toprak mahsulleri ofisi, et balık kurumu gibi kurumlar vardı. Bu kurumlar devletin kurumlarıydı. Bu kurumlardan daha fazla fiyat veren olursa üretici ona satılıyordu. Satamazlarsa bu kurumlara garanti olarak satış yapılıyordu. Bu kuruluşlar Mustafa Kemal Atatürk zamanında bunun için kurulmuş kuruluşlardır. Bu kurumlar kapandı. Kurumlar yok olunca, devlet desteği olmayınca kooperatifçilik gelişmiyor. Belediyelerin desteği var ve bunun olması gerekir. Halkın güveni belediye olduğu için artıyor. Belediye veya devlet kuruluşu çekilirse vatandaş tek başına kooperatifçiliği götüremez. Bu gerçekliği görmek ve kabullenmek gerekir” dedi.
Tunahan Ünsal-Cihan Peker