Ben bir yolda olduğumu fark ettiğimde, kendime sorduğum ilk sorulardan biridir.
Yola nerede başladık? Doğumla mı? Bu aslında ruhsal varlığımın varolduğunu, hissetmeye başlamamın ilk anlarıydı. Başka yolları da yaşamış bir yolcunun hatırlamak için biraz zamana ihtiyacı var. Hem kendinize ait bir deneyim bütünüsünüz hem de tüm ana düzene ait bir enerji alanına dâhil. Zamanla ve hatırladıkça deneyimlenen sözler değişecek biliyorum. Yine de bir bütünün parçası olma hissi hala çok güçlü içimde.
Mutluluk en kolay olanı. Aslında daha komplike bir şey var içeride. Bir düzene ait ve kendi düzenini yaratabilecek bir güç.
Sürekli mutlu olalım düşüncesinin baskısını bir kenara bırakalım. İçeride her duygunun gelip geçecek olduğunu bilen bir enerji alanı var. İstediğini alacağını biliyor o. Bilgelik dediğimiz mertebe, ulaşılacak bir yer değil, her gelen duyguyu saygıyla karşılayabilmek ve kalbinde derinlere yayabilmek olmalı.
Bir gün içinde yaşadıklarınız tümü bugüne ait. Tek alacağınız deneyimleri. Bugün bir insanın sizin mutluluğunuzu istemeyebileceğini öğrendiniz mi ya da bir başkasının, size tüm sevgisini sunabileceğini… Birine çok öfkelenebileceğinizi belki dövüşebileceğinizi ve hatta işler iyice kötüye gittiğinde merhamet duygunuzun sizi durduğunu öğrendiniz mi… Alın hayat yolunda giydiğiniz o doğal kıyafetinizin cebine koyun. Bugün gününüz şahane geçti. ÖĞRENDİNİZ…
Beslememiz gereken ruhsal bedendir. Sürekli yenilenen deneyimlerin büyüteceği odur. Aramaktır bilgenin yolu. Bilmeyi aramak ve her seferinde bilmiyorum diyerek aramaktır. Cevaplar bilmeyenlere gelir. Egoları dengeleyelim her şeyi bilemezsiniz der üst bilinç. Tamam hatırlayabilirsin ve yenilikleri öğrenebilirsin ama her şeyi bilemezsin. Bilmiyorum diyebilenin önünde tüm evren açılır. Buda evren düzeninin önemli bir sırrıdır.