Vazgeçiyorum o halde… Kolay mı bu kadar… Onca emek ne olacak. Ben onun için mücadele ettim. Yıllarım onu anlamak için geçti. Sustum olmadı konuştum olmadı. Bir gün değişir diye kendimi bıraktım, onun sorunlarını çözmeye çalıştım. Aslında düzelirdi de ben yeterince uğraşmadım.
Onunla uğraşan siz kendinizle uğraşsaydınız hayat nerelere doğru giderdi bir bilseniz. Biz deneyimleri alırken bir ANDA bırakıyoruz kendimizi. Hayat aslında yenilenen anlardan ibaret. Kendini anlama yolunu yürüyenler kendilerini bıraktıkları yerde bulunca tamamlanma yaşayacaklarını bilerek yola çıkanlardır. Yine de kolay değil vazgeçebilmek. Bilinçaltımızdaki tüm kodlar çalışıyor ve bizi orada tutabilmek o değişimi yaşatmamak için sınıyorda sınıyor.
Vazgeçmenin sırrı ona doğru yüklediğin tüm duygulardan yön değiştirmekle olur. Öfke duyuyorsan hala vazgeçmemişsin demektir. Hala umudun varsa onu iyileştirmek istersin. Bazen bir telefon beklersin bazen de bir haber ama beklersin. Vazgeçme yolu bir yas zamanı gibidir. Süreci bitmeden yol bitmez. Nedenlere tutundukça, ben bunu niye yaşıyorum diye düşündükçe hep aynı sorular ve verilemeyen cevaplar içinde kalırsın. Onunla var olduğun mutluluğu hatırlarsın. Yaşadığın yanlışların bir önemi olmaz. İnsanlar kendileri için bir yol yürürken hayat geçmişlerine bakıp dram yaratmayı sever. Başkalarına tutunmadan yaşamayı seçenlerse bu dramın içinden çıkmayı başaranlardır. Vazgeçebilmek artık başkasını değiştiremeyeceğini fark etmektir. Her şeyin, senin beklentilerinle değişmeyeceğini kabul ettiğinde vazgeçersin… İşte yolunu aydınlatabilmenin huzuru bu noktada başlar…