Ne baret, ne kask, ne denetleme, ne kontrol tam anlamıyla iş cinayeti diye sosyal medyada paylaşımlar görüyoruz. Türkiye’de sık bir şekilde işçiler, ya kazalar ya da farklı sebeplerle hayatlarını kaybediyorlar. 1 Mayıs İşçi Bayramı’nda ise siyasi partiler kortejler oluşturup yürüyüşler düzenlerken, o korteji, işçiler 8 katlı bir binanın önüne kurulan iskelede 7.kattan takip ediyorlar. 1 Mayıs İşçi Bayramı’nın düzenleneceği alanı dahi 1 Mayıs günü emekçiler süpürüyorlar. Onlar süpürgeleri ile bir kenardan kendilerinin haklarını arayan memurları izlerken, bu bayram acaba kimin bayramı diye düşünüp kendilerini kemiriyorlar. Sahi, 1 Mayıs kimin bayramı?
Şimdi ise gündemde 8 Mart Dünya Kadınlar Günü var. Kadınlara çiçek verildiği zaman kutlama yapıldığını zanneden bir zihniyet de o gün kolları anında sıvıyor ve ellerinde karanfille, gülle, papatyayla, sokakta gezen, sokakta güvenle gezmeye çalışan kadınlara çiçek takdim ediliyor. Müsait bir zamanda bakmanızı dilerim, Kadın cinayetlerini durduracağız platformu var. Başarılı çalışmalara imza atıyorlar. Onlara aslında başarılı dememizin en büyük nedenlerinden birisi de arşiv oluşturuyorlar, adeta bellek yaratıyorlar ve düzenli olarak yıllara dayanan istatistiklere sahipler. Bu istatistikle sadece birer rakamdan ibaret değil, çizilecek olan yol haritasının çizilmesine ve nelerin yapılıp, nelerin engelleneceğine de vesile oluyorlar. Olmalılar!
Platform tarafından, 2021 yılında katledilen kadınların sayısı 280 olarak belirtildi. Öte yandan 217 kadın ise şüpheli olarak hayata gözlerini yumdu.
Sadece 2021 yılında 280 kadın hayatını kaybederken, 2020 yılında ise 300 kadın katledildi, 171 kadın ise şüpheli bir şekilde hayata gözlerini yumdu. Yazıyoruz. Yazmaya devam edeceğim. 2019 yılında 474 kadın katledildi. 2018 yılında ise 440 kadın katledildi, 317 kadına ise cinsel şiddet uygulandı. 2017 yılında 409 kadın katledildi, 387 çocuk istismara uğrarken, platformun verilerine göre 332 kadın ise cinsel şiddete maruz kaldı.
2017 yılından 2022 yılına kadar dile kolay 1.903 kadın, 1.903 kadın, 1.903 kadın katledildi. Şimdi 8 Mart’ta İstanbul Sözleşmesi’nin tekrar uygulamaya girmesi için adeta dillerinden tüy biten, bir uzaklaştırma kararının dahi zar zor alındığı günümüzde, kadınlar günü kutlanacak.
Şu anda uygulamada bulunan politikaların kadın cinayetlerini durdurmadığı aşikar. Cinayetlerin ve şiddetin durmadığı rakamlarla ispatlanmış bir durumda. Öte yandan sadece kadına karşı şiddet değil, trafikte şiddet, iş yerinde şiddet, mobbing, toplu taşımada şiddet, apartmanda şiddet, evde şiddet, hastanede şiddet, hekime şiddet, hayvana şiddet, kısacası her türlü canlıya şiddet artarak kol geziyor.
2022 yılında elektrikli arabalara, şarj istasyonu aranırken, dünya Japonya’da 400 bilmem kaç kilometre hızla giden trenleri konuşurken, elektrikli araçlar Türkiye’ye gelecek mi diye düşünülürken, bizde şehir hastaneleri, kadın cinayetler, artan şiddet olayları, mülteci sorunu, kontrolsüz nüfus artışı, tarımsal üretimin düşmesi, ithalat-ihracat dengesinin şaşması 1 gün bilemedin 2 gün konuşulup, sonra tekrar metrobüste boş koltuk savaşı başlıyor.
Hayattan zevk almak değil, hayatta kalmak motto olmuşken, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nde biz neyi kutlayacağız.
Belki kadınları, hayvanları, canlıları, insanları koruyamıyoruz diye utandığımız bir gün olur. 8 Mart dünya utanma günü ilan edilse, kim ya da kimler kutlayacak bilemiyorum!