Şifa her alanda varolan bir enerjinin sizi tamamlaması demektir. Çoğu zaman bunu nasıl aktif hale getireceğimizi fark edemesek de, o hep vardır. İnsan sistemi kendi kendini iyileştirebilme gücüne sahiptir. Fark edebilmek içinse bazı sistem düzenlemeleri yapmak gerekir. Mesela yüksek akımda bir elektriği küçük bir ev aletine bağlasanız ne olur. Bunu kaldıramaz. Bunun gibi düşünün büyük bir enerji var ve bunu kendi sisteminize direkt bağladınız. İşte gerekli ayarlamalar dengeyi koruyabilmek için yavaş yavaş yapılan tüm çalışmalar bunun içindir. Hepimizin ayrı ayrı sistemi var ve bu sistemler kendine özgü çalışıyor.
Nefes farkındalığı çalışırken öğrendim ki her yöre insanının kendine özgü bir burnu var. Çünkü hava şartları dâhil birçok faktör bunu etkiliyor. Kişinin yaşamı üzerinde de etkili olan burnumuz bir klima gibi çalışıyor. Soğuk ya da sıcak havayı belirli bir noktaya getirerek bedenimize alıyoruz. Ağızdan alınan hava ise direkt hava şartlarına göre beden sistemine girdiğinden hastalıkların gerçekleşmesine sebep oluyor. Yani beden sistemi bir düzen içinde kurulmuş ve bu sistemi biz değiştirmeye çabalamadığımız sürece dengede çalışmaya uygun.
Öyleyse bozarsak ne yapacağız. Özümüze dönüş dengeyi sağlamada en kolay yol. Basit düşünün.
Ben bu hayattan ne istiyorum?
Neyi yaşarsam çok daha iyi hissederim?
Hiç bir şey için geç değildir. Sizin hayatınızı anlamlandıracağınız nokta 90 yaşınızda olabilir.
Bu deneyiminizde bu noktada öğrenmeyi seçmiş olabilirsiniz ya da deneyimleyeceğiniz duygudaki seçiminiz sizi buraya getirmiştir. Yaş ilerledi aman değişsem ne olur demeyin. Hayat bir andır zaten. Geçiyorsunuz bu yolculuktan ve başı sonu zaten belli.
Karşınıza çıkan insanlar olacak. Belki bazıları yol arkadaşı olarak seçtiklerinizdir. Bazıları sadece duyguları aynalar bazılarıysa zıt aynalar yaratır. Ben zıt aynalarımı da seviyorum. Bana öğrettikleri çok kıymetli. Bir insan bindir kendi içinde. Ancak bir kişi daha eklendiğinde hayatınıza, siz yaşamasanız da deneyimine bakma fırsatı kazanırsınız. Bu noktada ben mesela bakıyorum ve bana ve yoluma uygun buluyorsam katıyorum hayatıma. Bazen yolda da vazgeçiyorum. Görevler sonsuza kadar sürmüyor olabilir. Bir tek şeyden vazgeçmiyorum. Bu da benim yolum tabi. Şu çok bilinen hikaye var ya, Kral aslında çıplaktır ama tek doğru söyleyen zindana atılır. İşte tam da konu bu. Bazen haklısınızdır. Kimi der ki hayır nerden çıkarttın ben görmüyorum. Kimi der ki kralın aslında kıyafetleri var hem de çok güzel. Krala saygısızlık bu nasıl söylersin diye kızanlar da olur. Çoğu da kralın çıplak olduğunu söylerse sistemin dağılacağından korkar. Yüzleşmek istemez kralın kusurlarıyla. Ben bu hikâyede hepsine saygı duyanım. Neden deneyim verdiler bana. Bir tek şeyden vazgeçmem kral çıplak denecekse ben derim. Yüzleşir o duyguyla da üstünden yürür geçerim.
Her duyguda kendi erdemlerinden vazgeçmeden değişmek budur. Bilirim…
Sevgiyle…