Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Temel Eğitimden Orta Öğretime Geçiş Sınavı hakkındaki açıklamasından sonra, 2017-2018 Eğitim-Öğretim döneminin gündemi de TEOG oldu. Sınav stresinden kurtulan veli ve öğrenciler duruma sevinirken, öğretmenler belirsizlikten yana tedirgin…
Yeni eğitim öğretim döneminin ilk gündemi ‘TEOG kaldırılıyor mu?’ sorusu oldu. Velilerin büyük çoğunluğu sınavdan kurtuldukları için sevinirken kimileri de yeni sistemin rant meselesi haline gelmesinden endişeli… Kendi sınavına yapacak olan liselerde adam kayırma yaşanacak mı, tercih edilen liselerin civarındaki evlerin fiyatları yükselecek mi? Akıllara gelen ilk sorular bunlar. Herkes merak içerisinde yetkililerden tatmin edici bir açıklama bekleniyor.
Konu ile ilgili görüşme imkânı bulduğumuz veliler ise yeni gelecek sistemle alakalı yetkililerden açıklama beklerken sınav kaygısından kurtuldukları için oldukça mutlular. Bazı veliler görüşlerini şu şekilde ifade etti;
Hatice İlbars: “Şu anda liseye başlayan kızım TEOG döneminde büyük stres içine girmişti. Çok başarılı bir çocuk olmasına rağmen sınav stresine maruz kalmıştı. Sınavın kalkacak olması iyi oldu. çok küçük yaşta omuzlarına ağır yük binmişti.”
Nuran Özcan: “Sınava tabi tutulmak çocukların başarısını etkiliyor. Çocuğum sürekli annem babam bana kızar, iyi bir lise kazanamam korkusu içine giriyordu. Ortaokuldaki çocuklar zaten böyle bir kaygı için çok küçüktü.”
Sema Şinik: “TEOG’un kaldırılması kadar yerine geçecek sistemin ne olacağı da çok önemli. Şimdi biz bunu tam olarak anlamak istiyoruz. Liseler kendi sınavlarını mı yapacak? Herkes kendi ikamet bölgesindeki okullara mı çocuğunu gönderecek? Bütün sınav sistemleri öğrencide de biz ailelerde de kaygıya yol açıyor zaten. Şimdi de belirsizlik var önümüzde. Ama sistemin kalkmasına ayrıca da çok sevindim. Çocuğun dört yıllık orta öğretim hayatı boyunca olan not ortalaması belirleyici olmalı bence. Çocuğunu dershaneye gönderme imkânı olmayan aileler de vardı. Bu anlamda yerinde bir uygulama olacak.”
Serpil Ayşen: “Bu uygulamanın yeni dönemin başlangıcında çocukları motive edeceğine inanıyorum. Çünkü ortaokul başlaması ile beraber çocuklar da strese giriyordu. Sadece çocuklar değil biz de öyle idik. Kurtulduk ama umarım yeni gelen sistem gideni aratmaz.”
“ÖĞRETMENLER ODASININ SESİNİ DİNLEYİN”
Eğitim-İş Şube Başkanı Ahmet Mantaş da gazetemize konu ilgili değerlendirmede bulundu; Mantaş sürekli sistem değişikliğine gitmenin yanlış olduğunu vurgulayarak iki yıldır kaygı içerisinde olan 8. Sınıf öğrencisinin ne günahı vardı diye sordu. Mantaş sözlerine; “Biz aydın eğitimciler olarak laik, demokratik, bilimsel ve tarafsız bir eğitim için başından beri ısrarcıyız. Sınav sistemine başından beri karşıyız. Mutlaka bir eleme sistemi olmalı. Başarılı ve başarısız öğrenci ayrıştırılmalı. Öğrenciler yeteneklerine göre yönlendirilmeli ancak adı ne olursa olsun bu merkezi bir sınav sistemi ile olmamalı. Toplam beş milli eğitim bakanı ile beş kere sınav sistemi değişti. Her gelen sistemi değiştirdi. Bir kişinin çıkıp da ben buna karşıyım demesi ile sistemin değişmesi doğru değil. İki yıldır bu stresle yaşayan 8. Sınıf öğrencileri için bu hak mıydı? Bir şey değişecekse öğretmenler odasının sesi duyulmalıdır. Velilerin, öğrencilerin görüşleri alınmalı. Eğitim alanında ne kadar çok etkilenecek insan varsa hepsinin görüşü alınmalı. Ayrıca kaldırılsa bile yerine getirilecek sistemin net olması lazım. Öğretmenler kaygılı, veliler, öğrenciler kaygılı. Okullar arasındaki farklılıklar eş zamanlı olarak azaltılacak deniyor. Tüm okullar birbirine ne fiziki açıdan ne de eğitim kalitesi açısından eşit değil. Bu eşitliği sağlamak mümkün değil. Adrese dayalı eğitim sesi deniyor. Ülke konjonktürüne bu uygun değil. Kaş yapayım derken göz çıkartırlar. Bütün okullar aynı seviyeye gelemez. Eskiden İngilizce okulları vardır. En yüksek puanla öğrenci alırdı. Kırsaldan gelen başarılı çocuklar bu liselere gidiyordu ancak başarılı olamıyordu. Ölçme ve değerlendirme sistemleri arasında duygusal olarak da sistematik olarak da ölçme hatası yapılıyordu. Yeni sistem torpili getirir, öğretmene baskıyı gerektirir. Merkezde başarısı ve fiziki şartları yüksek A okuluna karşılık kırsaldaki B okulunun ne günahı var, öğrencisinin en günahı var.” diye devam etti.
“ÇÖZÜM KÖY ENSİTÜLERİ MODELİNDE…”
Sorunun sınav sistemi değil eğitim sistemi olduğunu da sözlerine ekleyen Mantaş; “Sorun TEOG değil, eğitim sistemidir. Kamusal eğitim ile ilgili sınavların tamamen kaldırılması gerekir. İsteyen istediği okulu okusun. Tıp okumak isteyen çocuk onun sınavına girsin. Tüm liseleri Anadolu Lisesi yaptılar. Bu çok yanlıştı. Ortaokullarda çocuklar yeteneklerine göre liseye yerleştirilmeli. Sporcu kimlikle yetişen bir çocuk spor lisesine gitmeli, bunun için sınava girmesi gerekir. İlkokul eğitimleri de çok sakat, ilkokula bakıyorsunuz resim, beden eğitimi ve müzik öğretmeni yok. E ortaokulda çocukları yeteneklerine göre ayrıştıracağız diyorsunuz. Temel eğitim de hiçbir şey yok. Köy enstitülerince uygulanan eğitim sisteminin günümüzde yeniden uygulanması gerekiyor. Dünyada başarılı ülkelerde bu sistem uygulanıyor. En kısa sürede en başarılı model olan Köy Enstitüleri sistemine dönmemiz gerekiyor.” dedi. Dilek Akşen