Kimden mi söz ediyorum? Çanakkale Belediyespor’un başkanı Sayın Levent Çetin’den söz ediyorum.
Dün, Sigorta Shop Kadınlar 1. Ligi A grubunda mücadele veren Çanakkale Belediyespor’un grubun en güçlü takımlarından olan Edremit Belediyesi Altınoluk ile maçı vardı. Takımımız bu maçı 3-2 kaybetti.
Benim yazmak istediklerim maçla ilgili değil. Bir kulübün Camia olmasıyla ilgili. Bu kulüp en görkemli günlerinden bu günlere geldi. Bunun çok farklı nedenleri var. Konuyla ilgili sayfalar dolusu yazı yazabilir, günlerce tartışma yapabiliriz. Bir kulüp nasıl ve kiminle yönetilir? Önce Çanakkale Belediyespor bunun kararını verecek.
Sporda başarılı olan kulüpler yönetim kurulu ile yönetilir. Yönetim kuruluna iyi başkanlık yapan başkan ve bu yönetimin transfer ettiği teknik kadro ile taraftarlar, kent birleşince o kulüp Camia oluşur. Bu oluşum da sportif başarıları ardı ardına getirilmesine neden olur. Peki Bizim Milyon liralar bütçesi olan Çanakkale Belediyespor Camia olabildi mi? Kesinlikle hayır.
Dünkü Gurubun iddialı olan maçında Başkan Levent Çetin, tek başına koskocaman Camiayı temsil eder duruma düşürülmüş. Yönetim Kurulu Üyelerinden hiç birisi yanında değil idi. Hatta rakip Edremit Belediyespor’un yönetimi nedereyse tam kadro şeref Tribününde yer alırken, bizim başkan tek başına deyim yerindeyse “Yalnız Adam’ı” oynuyordu. Kendisine eşlik eden koskocaman yönetimden tek üye Hülya Candan’dı. Yazık hemde çok yazık. Diğer yöneticiler Sayın Belediye Başkanı geldiğinde maça gelip kendilerini başkana göstermeye çalışacak sanırım.
Yönetim çok eksikmiş…
Bu yazıyı kaleme almak için biraz araştırdığımda yönetim kurulundaki üyelerin istifa ettiğini öğrendim. O Zaman en kısa sürede Genel Kurula gidilir ve yeni yönetim oluşturulur. Bu görev de sayın Başkan Levent Çetin’e düşer. Ha yeni yapılacak yönetimi de Belediyenin müdürlerinden değil, Çanakkale’de başarılı olan iş insanlarından oluşturup, kent ile takım arasındaki kalın duvarı inceltmek, kentlinin takıma sahip çıkmasını sağlamak gerekir. Bekleyip göreceğiz. Küçük olsun benim olsun mu? Büyük- Güçlü olsun Kentin olsun mu?
Takım çok genç ve tecrübesiz..
Dün sahaya çıkan iki takım arasında farklılıklar olduğunu net bir şekilde sahaya baktığımızda gözleyebiliyorsun. Edremit Belediyespor yöneticileriyle yaptığım sohbette, takımlarını oluştururken bizim kulübün iki, üç katı fazla para harcadıklarını öğrendim. Geçmiş yıllarda Kent ve yönetim olarak yaşadıklarımıza baktığımızda kimlerin nerelerde ne hataları yaptığını ve bu hatalardan kulüp olarak dersler çıkarılmasını iyi bilmeliyiz.
Bizim kulüp hala geçmiş yıllarda hovardaca harcanan paraların bedelini ödemeye çalışıyor. Bir başka yazımda kimlerin ne kadar günahı olduğunu sizlerle paylaşacağım. Kulüp yöneticisi isimlerin eşlerinden hangi oyunculara ne satıldığını, bu oyuncuların değerlerinden fazla transfer parası aldığını biz biliyoruz. Kimlerin inadı uğruna kimlere, nerelere neler neler harcandığını, kimlerin günahlarının alındığını da biliyoruz. Hatta Federasyondaki yöneticiler bile neyin ne olduğunu biliyor. Neyse bunlar başka yazıların konusu.
Dün oynanan karşılaşmada bir iki konu daha dikkatimi çekti. İlki, maçın hakeminin tutarsız düdük çalmaları. (Eğer biz Caima olsaydık, yönetim olarak takımın, teknik yönetimin arkasında dursaydık bu düdükleri hakem kolay çalamazdı) İkincisi Gençlik ve Spor İl Müdürü Ömer Kalkan, maça gelip her iki takım yöneticilerini ve maça gelenlere ev sahipliği yaptı. Bir kent için bu davranış önemli bir harekettir. Kendisini tebrik edip, bundan sonraki karşılaşmalarda da bu ev sahipliğinden ötürü kutlamalıyız.
Kötü ve çirkin olan davranış ise yine Belediye Çalışanlarından görevli olan arkadaşların amigo tavır ve davranışlarıydı. Herkes hata yapabilir. Bu olağandır. Bunu pretosto etmek farklı bir olay, Şeref tribününde amigoluk yapmak farklı bir davranış biçimi. Sayın Ömer Kalkan, olaya ev sabihi olarak müdehale etmek zorunda kaldı. (Allahtan Sayın Belediye Başkanı maçta yoktu). Yoksa o amigo çalışan bu davranışının bedelini ağır öderdi.
Güngör Yıldız