Fenerbahçe’yi dört yıl içinde, sıradan bir takım haline getirdiniz. Gerçekten, bunu kimse yapamazdı. Alkışlanacak bir durum. Düşünün. Geldiğinizden beri, bu takım, tam 300 gün teknik direktörsüz kalmış. Kısaca, beceremiyorsunuz. Gidin artık. Fenerbahçe sevginiz varsa, gidin. Devre arasında Afrika’da milli müsabakalar var. Süper lig takımlarının tamamında, bu müsabakalara giden futbolcular var. Bir tek Fenerbahçe’den giden futbolcu yok. Neden? Çünkü Milli futbolcu alamamışsınız. Hep sıradan elemanları kadroyu katmışsınız. Keza, Türk Milli Takımında da kimse yok. Bu nasıl Fener? Allah aşkına. Söndürdünüz Feneri. Işık vermiyor. Eskiden, Sarı Kanaryalılar bir futbolcuyu transfer etmek istediğinde, hiç kimse o oyuncuyu alamazdı. Şimdi öyle mi? Edin Visca, dört yıldır gündemde. Peki, ne yaptınız? Trabzonspor’a kaptırdınız. Neymiş. Ekonomi yokmuş. Futbolcu satmadan yeni transfer yapamazmış. Peki, görev almadan, bu mali durumu bilmiyor muydunuz? Niye yönetime talip oldunuz, Şimdi, eğri oturup, doğru konuşalım. Yönetimde şu an, yuhalattığınız Aziz Yıldırım olsaydı ne olurdu? Ağlamadan, sızlamadan en iyi transferleri yapardı. Aksini, bir tek Allahın kulu, söyleyemez. Eskiden, ”Yenerbahçe idi” ,Şimdi “söner bahçe” olduk. Taraftara yaptığınız eziyet yetti artık. Fener, Fener olalı, böyle zulüm görmedi. Sayın Aziz Başkan. Sizi yuhalayan taraftarlar adına özür diliyoruz.
Azıcık ucundan
Amerikalılar, İngilizler ve Türklerden oluşan bir grup, bir gemi ile yolculuk yapıyorlarmış. Bilinmeyen bir nedenden dolayı gemi su almaya başlamış. Geminin batacağını anlayan kaptan, hemen yolculara koşup gemiyi boşaltmalarını istemiş. Fakat kimse buna inanmayarak kendini denize atmayı kabul etmemiş. Bir süre sonra, bütün yolcuların ölüm tehlikesiyle karşı karşıya olduğunu gören kaptan, hemen en güvendiği tayfasını çağırıp talimat vermiş: – Git bir de sen söyle, onları gemiden atlamaya ikna et!.. Tayfa gitmiş ve kısa bir süre sonra geri dönmüş. Kaptan merakla sormuş: – Eee, ne oldu? – Hepsi atladılar efendim. Kaptan çok şaşırmış: – Nasıl olur, daha demin kıllarını bile kıpırdatmamışlardı. Ne dedin onlara? – Çok kolay. İngilizlere “Sizin gibi soylu insanlar batmak üzere olan bir gemide olmamalılar!” dedim. Amerikalılara deniz suyunun insan vücudu için çok faydalı olduğunu söyledim. – Peki ya Türklere ne dedin? – Onlara da “Denize girmek yasak!..” dedim.Sağlıcakla kalınız.