DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, dün basın mensupları ile partisinin il başkanlığında bir araya geldi. Mevcut ekonomik durum ile ilgili değerlendirmelerde bulunan Babacan, ayrıca “Ak Parti içerisinde bir dönem görev almaktan pişmanlık duydunuz mu?” ve “2001 ekonomik krizi ile şu andaki yaşanan ekonomik zorlukları karşılaştırır mısınız?” sorularına yanıt verdi. Babacan, “Bu krizin çözümünün hızlı olacağını düşünüyoruz” derken, “Temellerde aşınma o kadar da fazla değil” ifadelerini kullandı.
DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, basın mensupları ile partisinin il başkanlığında bir araya geldi. Genel bir değerlendirme yaptıktan sonra, soru-cevap kısmına geçen Babacan, basın mensuplarının sorularını içtenlikle yanıtladı.
“AK Parti içerisinde bir dönem görev almaktan pişmanlık duydunuz mu?” sorusuna, DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan vermiş olduğu yanıtta, “Hayır hiçbir zaman pişmanlık duymadım. 2001-2002’de AK Parti’nin kurucusu olmam, 2002-2007 dönemindeki olağanüstü Türkiye’nin reform dönemi, Avrupa Birliği süreci, ekonomimizi alıp 3 bin 500 dolardan 12 bin 500 dolara çıkartmanın gururunu ben yaşıyorum. Hiçbir pişmanlığım yok. Ama AK Parti’yi dönem dönem incelemek lazımdır. 2001’de kurulan AK Parti başka, bugünkü AK Parti başka” açıklamasında bulundu.
2001 ekonomik krizi ile şu andaki yaşanan ekonomik zorlukları karşılaştıran DEVA Partisi lideri Babacan, “İki kriz arasında bir fark var. 2001-2002 krizi çok yüksek kamu borcunun olduğu, bankacılık sektörünün, zayıf bankaların tehdit edildiği bir süreçti. 20 tane banka battı biliyorsunuz. Bütün yükümlülük hazine üzerine kaldı. Kamu borcu çok yüksekti. Milli gelirin yüzde 74’ü oranında bir kamu borcu vardı. Faizler yüzde 66 idi. Yüksek borç ve zayıf bankacılığın oluşturduğu bir kriz yaşıyorduk.
Bugün ise kamu borcu 2001-2002 yılları ile karşılaştırıldığında çok düşük. Biz milli gelire oranla kamu borcunun yüzde 74’ten aldık yüzde 28’e indirdik. 2002’ye göre bankalarımız çok güçlü. Biz zamanında, bankacılık yasasıyla, bankaları güçlendirdik.
2008-2009’dan bu yana tüm yapılan yanlışlar ve hükümetin bankaları zorlaması, özel bankalara dahi baskı yapılması bankaları olumsuz etkiliyor. Kamu bankaları, hükümetin elinde siyasi bir araç olarak kullanılıyor. 2002’ye göre mukayese ettiğimizde, şu anda ne olursa olsun, bu haliyle bile 2002’nin üzerinde çok daha güçlü bir bankacılık ve çok daha düşük bir kamu borcu var. Bu krizin çözümünün hızlı olacağını düşünüyoruz. Temellerde aşınma o kadar da fazla değil” ifadelerini kullandı.
Tunahan Ünsal