Sayın Cumhurbaşkanı,Temel Karamollaoğlu’nu kabul edip, Külliyede görüştü. Muhalefeti hemen bir telaş aldı. Eyvah. bu da mı. Cumhur ittifakına girecek? Etekleri tutuştu. Hemen durumdan vazife çıkararak, bu görüşmede. Karamollaoğlu’nun aşağılandığı konusunu ortaya attılar. Nasıl olmuş da olmuş? Efendim, Cumhurbaşkanı araya mesafe koymuşmuş. Ortada boş bir koltuk var iken, ta uzaklardaki çiftli koltukta oturtulmuş. Hemen klavye kahramanları hareket geçmişler. “Efendim! Biz bu protokol işini yıllarca yaptık. Aradaki boş koltuk, misafir alçaltır”. Hakaret sayılır” gibi safsatalar anlattılar. Vay anam vay. Neler olmuş ta, bizim haberimiz yokmuş. Bunlar yazdılar çizdiler ya, sonradan yapılan açıklamalara filan baktıkları yok. Çamur at izi kalsın misali. Karamollaoğlu, açıklama yapmış. Demiş ki, “Sayın Cumhurbaşkanı ile görüşmelerde SCR testi aranıyormuş. Ben yaptırmadım. Bu sebeple, bilgim ve onayım dahilinde, pandemi kurallarına uygun olarak, uzak koltuklarda oturduk”. Haydaa. Amma boşa geldi çığırtkanlar. Meraktan çatlıyorlardır. Az da olsa bir oy potansiyeli olan Saadet partisi, Cumhur ittifakına katılırsa. Ne yaparız? Kaygısı kara, kara düşündürmeye başladı. Anlayacağınız, koltuktan medet umanlar, hayal kırıklığına uğradılar. Şimdi, yeni Hin’likler peşindeler. Bir boşluk arıyorlar. Ancak, her zaman, boşluğa kendileri düşüyorlar. Aslında. Bunların bir planları, projeleri yok. Tek yapabildikleri, ”Neden yaptınız”.Ya da, Ben gelirsem. Müteahhitlerin parasını ödemeyeceğim”. ”Memurların hakkından geleceğim. Devri Sabık yaratacağım”. Bunlara oy veren Öğretmenleri süründüreceğim..Allah aşkına. Bu söylemler, oy getirir mi? Kıracağım. Dökeceğim. Asacağım. Keseceğim diyen birine, hangi aklı evvel oy verir ki?
Hadi gülelim
Adamın biri psikiyatri uzmanına gitmiş, başlamış derdini anlatmaya:
– Hep aynı rüyayı görüyorum Doktor Bey! Bir kapı var, üzerinde bir yazı… Kapıyı itiyorum, itiyorum, ama bir türlü açılmıyor. Ter içinde uyanıyorum. Doktor sormuş: – Kapının üzerinde ne yazıyor?
– “ÇEKİNİZ” yazıyor. – Anlaşıldı beyefendi, siz kapıyı çekmiyorsunuz, ama itiyorsunuz. O zaman çekin de açılsın! Sağlıcakla kalınız.