Suskunluk Sarmalı

Günümüzde birçok insan görüşlerini belirtememekte, fikirlerini özgür bir ortam içerisinde belirtememektedir. Bu sorun ünlü bilim insanı Elisabeth Noelle-Neumann tarafından geliştirilen bir teori ile açıklanıyor. Davranışların temelinde bireyler savundukları görüşleri haklı olsa dahi eğer toplumun kabul etmeyeceği bir norma sahipse bunu bastırıyor ve tam tersi bir görüş savunuyor.

İnsanların düşüncelerini bastırmalarına sebep olan en büyük neden ise yalnızlık. İnsan temelde sosyal bir varlıktır. Bir topluma ait olmak ister. Yalnız bir birey olmak istemez. Çünkü yalnız insan toplum gözünde güçsüz insandır. Dolayısıyla insanlar güç alabilecekleri bir topluma ait olmak isterler.  Bu topluma ait olabilmeniz içinde toplumun getirdiği normlara ve görüşlere uygun birer birey olmasınız. Bu yüzden günümüzde suskunluk sarmalı küçük bir sınıfta, iş yerinde, spor kulübünde vb. kitle ilişkilerinin hakim olduğu her mekanda karşımıza çıkıyor.

Kendinizi düşünün arkadaş grubunuzda ya da iş yerinizde ortaya atılan bir fikre katılmasınız dahi kabul ettiğiniz olmadı mı? En basit bir örnek ile açıklarsak; arkadaşlarınızla sinemaya gideceksiniz ve arkadaşlarınızın seçtiği filmi beğenmiyorsunuz ama fikrinizi de açıklamaktan çekiniyorsunuz. Bunun temel sebeplerinden bir tanesi arkadaş grubunuzda ayrıştırıcı bir role sahip olmak istememenizdir. Çünkü o dakikadan itibaren arkadaş grubunuzda bir kırılma olacaktır ve onların size olan aitlik duygusunda bir azalma olacaktır. Sizde yalnız kalmamak adına fikirlerinizi sunmayarak suskunluk sarmalına teslim olursunuz.

Suskunluk sarmalında 4 temel teori vardır:

• Bunlardan ilki kendi görüşlerinin toplum nezdinde, ‘kabul görmeyeceğini’ bilen fakat kaybedecek bir şeyleri olmadığına inanarak veya inanmayarak ‘sarmaldan’ çıkmış, her zaman azınlıkta kalacağının farkında olarak görüşlerinden taviz vermeyen bireylerdir. Bu bireyler yalnız olabilir fakat bu davranışları kendilerinden emin olmalarını sağlar.
• Kitle iletişim araçları vasıtasıyla yaratılmaya çalışılan toplumsal algı.
• Fikirleri ‘aykırı’ addedilen sınıf ile ‘genel-geçer’ addedilen sınıfa dahil olmak arasında, dışlanma korkusu nedeniyle fikirlerini açıkça söylemeyen ve kararsız kalan kişilerin toplamı.
• Teori sadece ‘iki kutbun’ birbirine olan etkisini incelemek üzerine kurulu değildir. Hangi fikrin, siyasi görüşün, kanının, yaklaşımın, inanışın, geleneğin, tezin, anti-tezin, felsefenin vs. doğru hangisinin yanlış saptamasını yapmaya çalışmaz. Birden fazla algının bir arada yaşadığı ‘iklim içinde’, ‘Suskunluk Sarmalı’ teorisi eğilimlerin ne yönde olduğunu ve zamanla değişiklik gösterip göstermediğini araştırır.

Elisabeth Noelle-Neumann bu 4 teori ile suskunluk sarmalını açıklar.

Peki ya toplum içerisinde sizin fikirlerinizi benimseyen fakat suskunluk sarmalına teslim olan insanlar var ise? Ya sandığınız kadar yalnız değilseniz…