Şenol Güneş

Sılayı Rahm etmek üzere, memleketimiz, doğduğumuz yer olan, Elazığ’a yaptığımız seyahat bitti. Doyduğumuz yer olan Çanakkale’ye geldik. Ara verdiğimiz yazılarımıza da başladık. Malum olduğu üzere, milli takımımız olumsuz sonuçlar aldı. Neden aldı? Niçin aldı? Problem nedir? Diye araştırmak gerekir. Ne yazık ki, Türk basını ve futbolseverler, en küçük başarısızlıkta, Teknik Direktörü suçlama yoluna gidiyorlar. Sanki futbolcularda suç yok. Bakınız, futbol oyununda, teknik direktörün katkısı yüzde 30 dur. Futbolcu denilenleri yapmadığı müddetçe, Allemiyi cihan olsanız, sonuç alamazsınız. Futbolun asli unsuru futbolcular değil midir? Müsabakayı seyrederken, tespit ettiğimiz bir olayı anlatmak isteriz. Hatırlayınız. Müsabakanın sonlarına doğru, Galler Korner kazandı. Pas yaparak kullandılar. Gallerli oyuncu, aut çizgisine paralel topu sürdü. Bir Allahın kulu da müdahale etmedi. Neyse ki, topu çıkarınca, bizim futbolculara geldi. Aradan 5 dakika geçmişti ki. Üstelik Milli takım yüklenmişken, bir korner daha kazandılar. Yine aynı şekilde pas olarak kullandılar. Adam aldı topu. Aynı şekilde, paralel olarak gitti. Geriye çıkardı. Ve gol oldu. Düşünün. Beş dakika önce aynı pozisyon olmuş. Tehlike yaratmış. Yeni aynı numarayı yapmış rakibiniz. Oysaki ne yapacakları ortada. Ayağınızı sokar, hiç olmazsa, tekrar korner yaparsınız. Şimdi burada suç Teknik direktörün müdür? Temelde, aslına bakarsanız, Milli takımı biraz abarttık. Çok şey beklemeye başladık. Ancak Millilerimiz son iki maçta ruh gibiydiler. Bu yüzden, hoca şunu koymalıydı. Şunu çıkarmalıydı gibi, tenkitler yerinde değildir. Öncelikle futbolcular bu meseleye dâhil olmalıdır. Yok, efendim, Şenol hoca şu kadar maaş alıyormuş. Alsın. Bir tane A milli takımımız var. Sahte İmparatore, Şenol hocanın aldığının kaç katını alırken, ses çıkarmıyordunuz. Ona söz söyleyemiyordunuz. Allah razı olsun Kebapçı Selahattin’den. Hiç olmazsa biraz sesini kıstı.

Gülmece

Nasrettin hocanın evine hırsız girmiş. Tabi ki Kadıya gidip, şikâyette bulunmuş. Kadı sormuş, Hoca. Kapınız kilitlimiydi? Uykudayken uyanmadınız mı? Ses duymadınız mı? Pencereleri neden kapatmadınız?  Hırsızlık olacağını neden tahmin etmediniz? Gerekli tedbirleri neden almadınız? Diye yüklenince, Hoca dayanamamış, ”Kadı hazretleri. Hırsızın hiç mi suçu yok?” demiş. Sağlıcakla kalınız.