Play-Of’ları saymazsak, şükürler olsun ligler bitti. Bu yaşımıza geldik, Futbol oyununun, bu kadar ayağa düştüğünü görmedik. Zaten, Futbol ayak oyunudur demeyin. Biz entrikalardan bahsediyoruz. Aylarca, VAR sistemi tartışıldı. Başlangıçtan, bitime kadar hakemler gündemden düşmedi. Akıl almaz sonuçlar ortaya çıktı. Ligin en iyi takımlarından birisi olan, güney ekibi, bir maçta yedi gol yiyip, ligin kaderini değiştirdi. Şampiyon adaylarına, tesadüfen gol atan futbolcular sevinemedi. Kulüp başkanları, yöneticileri birbirlerine demedik laf bırakmadı. Geçen yıl Süper Lig şampiyonu olan takım, küme düşmekten son anda kurtuldu.30 dan dan fazla Teknik direktör değişti. En önemlisi, Salgın nedeni ile müsabakalar seyircisiz oynandı. Tadı, tuzu olmadı. Süper ilgi şampiyonu,son haftada belli oldu.Hafta arasında maçlar yapıldı.Salgından dolayı hastalanan futbolcular yüzünden,kulüpler 14 kişi ile sahaya çıkmak zorunda kaldılar. Düşünün. Galatasaray’ın Kalecisi Muslera, yaklaşık 10 hafta oynayamadı.Oynasaydı.şampiyon Sarı Kırmızılılar olurdu.Gelelim Fenerbahçe’ye. Kör topal,üstlerden kopmadılar.Eğer Kaleci Altay sakatlanmasaydı,bu kere Sarı Lacivertiler kupayı alırdı. Peki,Beşiktaş ne yaptı?Siyah beyazlılar,rakiplerinin iç çekişmelerinden, başarısızlıklarından dolayı ipi göğüslediler.Çoğu zaman üst düzey top oynadılar.Doğrudur.Ancak.,rakipleri biraz daha dişli olsalardı,durum değişirdi. Beşiktaş’ın Şampiyonluğuna gölge düşürmek istemeyiz. Tebrik ediyoruz. Avrupa’da başarılar diliyoruz.
Gülelim
Padişahın biri canı sıkılınca, bir ferman çıkarıp, tellallarla duyurmuş:
– Bana en güzel yalanı söyleyene bir küp dolusu altın vereceğim!.. Yalan söyleyen öyle bir yalan söylemeli ki; beni bile inandırmalı!..
Yalancılar, hemen saraya koşuşturup sıraya girmişler. Birinci sıradaki yalancı söz almış: – Bir kuş, aslanı kapıp yuvasına götürdü. Padişah kızmış: – Bunun neresi yalan? Kuş kartaldır, Arslan da kuzu kadar minik bir yavru, kartal aslan yavrusunu kaptığı gibi götürür!.. İkinci yalancı söz almış: – Komşu ülkede bir eşeği kral yaptılar!.. Padişah bunu da beğenmemiş ve şöyle demiş: – Komşu ülkenin kralı, pencereden bakınırken tacını düşürmüş, taç da pencerenin altındaki eşeğin başına geçmiş. Taç kimin kafasındaysa, kral odur!.. Üçüncü yalancı söz almış: – Padişahım, ben gökyüzüne bir ok attım, altı ay sonra geri döndü!.. Padişah bu yalanla da tatmin olmamış, doğruluk payı bulmuş: – Senin ok bir ağacın üstüne düşmüştür, ağaç, sonbaharda yapraklarını dökünce, takılacak yer bulamayıp yere inmiştir. Böylece padişah, her yalana gerçek bir bahane bulmuş ve kimse padişaha “Bu yalandır.” dedirtememiş. Ama bir gün bir Kayserili gelerek söz almış: – Padişahım, sen benim babamdan borç olarak bir küp dolusu altın almıştın. Şimdi geri almaya geldim. Yalandır dersen; ödülümü ver. Yalan değil dersen; borcunu öde!..Sağlıcakla kalınız.