Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

Dün Bugün Yarın

Kendisinden izin almadığım için

Kendisinden izin almadığım için ismini açık olarak kullanmayı meslek etiği değerleri açısından uygun bulmuyorum.

Yazacaklarımı üç arkadaş, yaklaşık bir ay önce dost masasında konuşmuştuk.

Konuşmamızın ardından Merkez Bankası değişikliği ansızın yaşandı.

Söylediği her cümle ardı ardına harfiyen gerçek oldu.

Dillere pelesenk olmuş bir deyim vardır.

Sohbetlerde, felsefi tartışmaların başında -sonunda hep söylenip hatırlatılır.

36 yıl aralıksız İspanya’da iktidarda kalmıştı.

Bunu nasıl başardın sorusuna hep “Üç F” ile diyerek yanıt vermişti.

İki kişi karşı karşıya geldiğinde malum soru hemen ortama sorulur.

“Ne olacak bu memleketin hali”?

Bizlerde iki arkadaş masamıza gelen ekonomist arkadaşa sohbetimiz arasında bu soruyu yönelttik.

Uluslararası finans çevrelerini yakından tanıyan (T.A.) sorumuza soru ile yanıt vererek açıklamaya başladı.

Dedi ki “Türkiye’nin en zor, en kötü günü hangi gündür?

Daha biz yanıt vermek için ağzımızdan kelam çıkmadan kendisi yanıtını hemen verdi…

“Dün, Bu gün ve Yarın’dır” dedi ve ekledi, “Bu ucube sistemi bir an önce değiştirmeliyiz”…

“Bunu ne iktidardan ne de muhalefetten bekleyemeyiz, beklememeliyiz”…

Sivil toplum örgütlerine bakmalıyız, Üniversitelere, yetişmiş beyaz yakalılara ve üreten kesime bakmalıyız”

“Hayatın içinde onlar var, kararı da onlar vermeli” dedi…

Söylediklerine katılmamak mümkün değil…

Siyasetçilere inandığımız için bu günlere gelmedik mi?

Bakın muhalefete?

Kendi iç dünyalarında birbirlerini yemekten öteye gidemiyorlar…

Tek dertleri oturdukları koltuklardan kalkmamak…

Ya da yeni koltuk elde etmek için kendilerine oy verenlerin hislerini hiçe sayıp parti değiştirmek…

Ne oldu İl Genel Meclisinde?

CHP’den, CHP’lilerin oyları ile seçilmiş iki isim…

Birisi açıktan resmen, bir diğeri de kendisini açık etmeden AK Parti saflarına geçmedi mi?

AK Partililer de “Bu siyasi transferi etik bulmuyoruz” diyerek geri mi çevirdi?

Yoksa kapalı kapılar ardında farklı pazarlıklar mı yapıldı?

Bence toplum siyasetçileri bırakıp kendi sorunlarını kendisi çözmeli…

En azından çözüm için, kim ve ne şekildeyse demokrasi kuralları dışına çıkmadan sistemi zorlamalıyız.

 

Tüm Hakları Saklıdır. | Renowtech