Adamın gidişinin ardından, uzunca bir müddet boş gözlerle duvarı izledim.
Hazırlanıp işe gitmem gerektiği halde kımıldayamıyordum. Deniz’e itelenen iyilikler çevre kirliliğinin de ötesinde zihinsel bir kirlilik yarat-mıştı sanırım bende.
Sersemliğimi üzerimden atamı-yordum. Yaşadığım son iki günü düşününce hayatta kalabildiğime şükrediyor ve Ulu Posedion’a da sığınarak, ‘iyilik yapıp denize atanları’, ‘merhametten maraz doğacağını’ özümseyen şuurlu azınlığa havale ediyorum.
Ayrıca artık şu yetkili merciler ataların sözleri meselesine bir el atsın. Mesela bu konuda toplumsal bilinçlendirmeye yönelik kamu spotları oluşturulsun, hatta doğru özdeyiş tercihiyle ilgili rehberlik program-arı üniversitelerde bölüm olarak okutulsun.
Gerekirse de halk eğitim kursları açılsın. Yoksa bireysel anlamda bu engel nasıl aşılacak? Şu hayat, özdeyişler arasında seçim yapabilmek için fazla kısa değil mi?
Devam edecek…