Hani bir deyim vardır, “Koskocaman bir yıl geçti” diye.
Evet koskocaman bir yılı geride bıraktık.
Tıpkı geride bıraktığımız yıla düzdüğümüz methiyeleri,
şimdi gelecek yıl için kullanıyoruz.
Ne değişiyor? Tarihler ve yaşlarımız.
Başka? Niyetlerimiz, düşüncelerimiz, duygularımız,
İşin en kötüsü de mekanların değişmesi… Neyse
Bu günümüze dönüp, geleceğe bakarsak nelerden söz edebiliriz.
Kesinlikle ve kesinlikle bu yıl içersinde yeniden bir seçimi yaşayacağız.
Ekonomik durumdan hiç söz etmeyelim,
Gelecek günlere daha temkinli bakmalıyız.
Nedense bir türlü üretmekten söz etmiyoruz.
Üretmeyen bir ülkede ne iyi gidebilir ki?
Adliyelerde icra dosyaları her geçen gün biraz daha artıyor.
Aileler borç batağında, şirketler iflas bayrağını çekmiş,
İstihdam neredeyse yok gibi.
Tamam banka faizleri düştü, kredi alacaklar için olumlu,
Ama kredi verecek işletme, iş insanı kalmamış.
Bankalar şirketlerin, iş insanlarının geçmişine baktığında,
İnsanlık için ikram ettikleri çayı bile içmeden sizi yolcu etmeye çalışıyor.
Üretime kredi yok, tüketime çok.
Gerçekten inanmış olarak ekonomik seferberliği başlatmalıyız.
Devlet önce saltanattan vazgeçmeli.
Vatandaş olarak bizler de tüketimden vazgeçmeliyiz.
Memurların oturacağı lojmanları satıp yerine
Lüks villalar yapmamalıyız.
Hele hele makam arabası sevdamızı, hevesimizi unutmalıyız.
En azından yerli arabamızın seri üretimine başlayıncaya dek
Halkın parasını yönetenler, kullananlar,
Kendilerine bu şansı elde ederek görev yapanlar,
Bir karar alırken, verirken azıcık düşünsünler LÜTFEN,
Ellerini vicdanlarına koyup desinler ki:
“Evet, kendi param da olsa bunu yaparım.”