Kısa süre içerisinde ortalıkta ne seçim gözüküyor ne de kurulan yeni bir parti…
Ama buna karşın, kararsız ve sandığa gitmeyeceklerin oranı her geçen gün biraz daha artıyor.
İlk kez AK Parti Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, isim de vererek kurulacak olan yeni partilerin kurucularını eleştirdi.
Eski Başbakanı olan Ahmet Davutoğlu’nun hiç ismini anmadan doğrudan ‘malum zat’ ifadesini kullanarak göndermelerde bulundu.
Ali Babacan’ın ismini açık ve net söylerken birlikte hareket ettiği eski Cumhurbaşkanı Abdullah Gül için de ‘selefim’ diyerek eleştirilerini yöneltti.
İsimleri bile belirlenmeyen partilere, insanların yüzde 12-10 destek vereceği anket sonuçlarından ortaya çıkıyor.
Yeni kurulacak partilerden sadece iktidarın değil, özellikle Ana Muhalefet partisinin de etkilenmesinin söz konusu olduğu konuşuluyor.
Ana muhalefetin büyük partisi Cumhuriyet Halk Partisi, alternatif olacağı yerde her geçen gün AK Parti’ye daha çok benzemeye başladı.
Üyelik yapılışı, delege seçimleri, İl ve İlçe Başkanlarının belirlenmesinde, o kadar çok AK Parti’ye benzemeye başladı ki, yakında seçim yerine atama kuralı başlatılacak.
Hal böyle olunca da siyasetteki belirsizlik, Genel Merkez ve Genel Başkan hegemonyası, sandığa gitmeme eylemi ile kurulacak yeni partilerde siyaset yapma eğilimini artırıyor.
AK Parti kurmayları (Genel Merkez düzeyinde) ile yeni kurulacak parti liderleri arasındaki söz düellosunun dozajı da her geçen gün hatta saat artıyor.
Yerel ölçekte bu durum, dışa vurulmasa bile partililer arasında sessizce en fazla konuşulan konuların başında geliyor.
Tüm bunların üstüne bir de ekonomik kriz ve sıkıntılar eklenince, AK Parti’liler arasında derin bir sessizlik baş göstermeye başladı.
AK Parti’lilerin durumu ve endişesi, Cumhur İttifakının küçük ortağı MHP’lileri bile ilgilendirip düşündürüyor.
EKONOMİ DARALIYOR, ESNAF İŞ YAPAMAZ OLDU
Çanakkale kent merkezi iş yaparız umuduyla neredeyse açık hava lokantasına dönmüş durumda.
Giyiminden, kuşamından kısan insanlar, boğazından kısamaz düsturu ile yiyecek-içecek işyeri açıyor.
Üniversite kenti olmamızdan dolayı ailelerin ekonomisi daraldıkça öğrencilere de fazla para gönderememeleri, bu işyerlerinin de iş yapamaz olmasına neden oluyor.
Kısacası;
Kararsızlar artarken parasızlar da,
İş yapamayanlar da,
Sandığa gitmeyeceklerin de oranı durmaksızın artıyor.