Çanakkale’de AK Parti İl Başkanı Gültekin Yıldız’ın istifa edip ayrılmasının ardından koltuk doldurulamadı.
Gültekin’in yerine gelecek isim için parti binasına sandık da konulsa, çıkan isim nedense bir türlü atanmadı ya da atanamadı.
AK Parti için ne söylesek, çıkan isim buydu ama yerine bu atandı desek, bir anlam ifade etmiyor.
Uzaktan izlediğimiz kadarıyla, bu makam için çok taliplinin de olmadığı iddia edildi.
AK Parti’de görev almış bir isim, bunun Çanakkale’de birden fazla nedeninin olduğunu ileri sürüldü.
İsminin açıklanmasını istemeyen AK Parti’li, “İl başkanı olarak atansan ne olur? Danışman olarak bilinen Yavuzhan Ahıskalı Bey, İl Başkanına siyaset yapacak alan bırakmıyor.
En üst bürokratlardan tutun da en altta görev yapan bürokratlara kadar tümü il başkanından daha yetkili ve etkili davranıyor.” gibi ince açıklamalar ile gönderme yapıp, bu makama niçin taleplerin olmadığını açıkladı.
AK Parti böyle de CHP, çok mu farklı?
Tabii ki değil.
Burada, daha doğrusu bu partide, güçsüzlerin güç ispatı var.
Tabanı olmayan ama etkisinin ve yetkisinin çok olduğunu sananlarla, gelecek için hayalleri olanların savaşına tanıklık ediyoruz.
Allah’tan bu partide belediye ellerinde de hatalar ve günahlar ortaya çıkmıyor.
Üst düzey yöneticiler her gerçeği biliyorlar fakat tabanlarına ‘mış’ gibi yaparak güçlerinin olduğunu gösterme gayretindeler.
Bakalım tek liste ile girdikleri Merkez İlçe Başkanlığı ve İl Başkanlığı seçimini nasıl tamamlayacaklar.
Tartışma, kavga, ayrışım olacak mı yoksa hiçbir hır gür çıkartmadan tamamlayabilecekler mi?
Bekleyip göreceğiz.
MHP’de durum şimdilik sessiz sedasız gidiyor.
Etliye sütlüye karışmadan ince ince siyaset yapıyorlar.
Diğer partilerden tek farkı, bürokraside AK Parti’den daha hızlı ve derinden söz sahibi olmaları…
Yeni kurulacak partiler için ise çok söz söylemeye gerek yok.
Kimlerin kurucu, kimlerin kurdurtmayıcı olacaklarını hep birlikte izyeleceğiz.
Çanakkale’de Ali Babacan’ın kuracağı parti için değil ama Ahmet Davutoğlu’nun kuracağı parti için çalışmaların hızla devam ettiğini söyleyebiliriz.
Kısaca siyaset kış uykusuna girmeyecek gibi duruyor.