Dün İl Genel Meclisi’nin 2020 yılı bütçe oturumu gerçekleştirildi.
İl Özel İdare binasının meclis salonunda yapılan oturuma, tüm üyeler katıldı.
Çoğunluğunu elinde bulunduran CHP’li üyelerin mecliste, bürokrat desteğini arkasına alan AK Parti’li üyeler kadar öne çıkmadığını gözledik.
AK Parti Grup Başkanvekili Bülent Korkmaz, sakin ve güler yüzlü kişiliği ile nasıl muhalefet yapılacağını gösterdi.
Grup Başkanvekili Korkmaz’ın konuşması sırasında bürokratlardan hatırı sayılır yardım aldığını da satır aralarındaki rakamlardan ve ince göndermelerden anlamak mümkündü.
Belediye Meclisi toplantılarından tanıdığımız, tiz ses tonu ile sert konuşmasına alışık olduğumuz Tülay Ömercioğlu’nun muhalefetine ise söylenecek çok bir söz bulamıyoruz.
Çanakkale’yi ikiye bölme çalışması yapar gibi (CHP’liler ve AK Parti’liler olarak) olan hitabının kendisini de partisini de bir noktaya getirmediğini gözledik.
Sayın Ömercioğlu, konuşmasında “Ben CHP’li komisyon üyelerine teşekkür etmeyeceğim. İdari kadroya teşekkür ediyorum” diyerek eleştirilerimizi haklı çıkarmaya çalıştı sanki.
Yani Tülay Hanım’ın duruşma hitabeti ile konuşması ilgi çekmedi. Biraz daha hazırlıklı gelmesi kendisi için faydalı olur.
Belki bir sonraki seçimlerde, AK Parti kurmayları kendisini, milletvekili ya da belediye başkan adayı yapabilirler.
CHP’lilerin ise çoğunluğu elinde tutan parti görüntüsünden uzak olduğu gözlendi.
AK Parti’li üyelerin muhalefetine karşı, dağınık ve bilgili, olaylara, duruma hakim olan bir görüntü sergilemediler.
İkinci oturumda Bülent Korkmaz ve Tülay Ömercioğlu, CHP İl Başkanına yönelik açıklama yaparken, ön seçimden çıkmış (CHP’li) üyelerden beklenen savunma gelmedi.
CHP’li üyelerden Ömer Ar, yanıt vermeye çalışırken partilisi İl Genel Meclis Başkanı Sadık Göğüsgeren, toplantıyı sonlandırıverdi.
Başkan Göğüsgeren’in oturum boyunca “nerden geldim ben buraya, bitse de gitsek” edası ile anlamsız anlamsız çevresine bakıp durması dikkat çekti.
Dün izlediğimiz meclis toplantısında AK Parti’li üyelerin daha organize olduğunu gözledik.
Bürokratlardan bilgi desteğini alan AK Parti’li üyelerin eleştirileri yerinde ve daha inandırıcıydı.
Çoğunluğu elinde bulunduran CHP’de ise tüm enerji yapılacak hizmetlerden çok, parti içi siyasete kanalize olmuş gözüküyordu.
İç hesaplaşmaların ve iç kavgaların partisi olarak bilinen CHP’li üyelerin akılları, seçildikleri bölgelere yapılacak hizmetlerden çok, önümüzdeki günlerde yapılacak İl, İlçe seçimlerinde takılmış gibiydi.
E tabi AK Parti’li üyelerin Sayın Valimiz ve partili milletvekilleri ile birlikte hareket etmesi, belki de bu görüntülerin ortaya çıkmasının en büyük etkenidir.
Ben, CHP’li üyelerin partili etken isimler tarafından bir gün bile bir makamda ağırlandığına tanık olmadım.
İşe biraz da bu açıdan bakmak gerekir.
Hizmetler mi?
Siyasetçiler konuşur, bürokratlar, teknokratlar hizmeti yapar zaten.