Duygu Asena’nın bir kitabındaki kadın karakter, kadın hakları konusunda yazılar yazan bir erkek gazeteciyle tanışıp flört ediyor; ilişkinin ilerleyen evrelerindeyse adamın aslında klasik bir vasat olduğu ortaya çıkıyordu.
Son birkaç gündür yine bu tipte insanlar o kadar çok gözüme batar oldu ki, herhalde diyorum artık algıda seçicilikte çığır atladım.
Bu arada dikkatimi çeken kişilerin belirli bir tipi yok. Yani belirli bir zümreden değil, her kitleden insanlardan bahsediyorum.
Okumuşu okumamışı, siyasetçisi sade vatandaşı, gazetecisi gazetecilik oynayanı vesaire…
Hani sıkça dalga geçilen tipler vardır, sosyal medya platformlarındaki biyografi kısımlarına “Ya olduğun gibi görün ya da göründüğün gibi ol” falan yazarlar da millet bunların iç yüzünü gördüğü için kıs kıs güler…
Mesela yukarıdaki örneğin tam tersi diyebileceğimiz bir kadın tanıyorum, zafer işaretleri yapmayı pek sever, anarşist görünür, dilinden kadın özgürlüğü söylemleri boynundan böyle zamanlar için özenle çekmecesine attığı etnik çağrışımlar yapan eşarpları eksik olmaz. Ancak kişisel hayatında “Eve tabii ki erkek bakacak” diye gezer…
Hah, işte tam da bu tipler giderek reklamın gücünün farkına varmış olacak ki daha fazla olmadıkları insanları yansıtmaya çalışıyorlar.
Elbette insanların söylediklerinden çok yaptıklarına dikkat etmeye başladığınız bir döneminizdeyseniz bu kişide bazen gülme hissi uyandırıyor bazense midenizi bulandırıyor.
Böyle insanlar herhangi bir konuda konuşur ya da açıklama yaparken suratımı buruşturmam bundan.
Henüz “Poker suratı” takma konusunda alt seviyelerdeyseniz üzülmeyin, insan zamanla alışıyor böyle insanlarla yaşamaya.
Yani neticede kafalarına sıkacak halimiz yok.
Bunları niye yazdın kardeşim, günlük mü burası diyorsanız şunu söyleyeyim: Bakıverin bakalım ülke gündemine, size yukarıdaki insanları anımsatan birileri var mı?