Çanakkaleli genç yazar Nur Yaramaz, kendi gibi yazmak isteyen genç yazarlara; kendi yolunu, yolun başını, güçlükleri, güzellikleri ve yazmanın keyfini anlattı. “Yola çıkmak isteyenlere bir ışıkta ben tutayım” diyen genç yazar; verdiği röportajda “Yazı yazmak isteyen birisi mutlaka kitap okusun ve de ona ilham veren şeyi araştırarak, kendini deneyerek bulsun ve korkmadan içini satırlara döksün diyebilirim” ifadelerini kullandı.
“Yarım Kalmış Sonbaharım” ve “Kelebeğin Ömrü” adlı iki kitabı bulunan genç yazar Nur Yaramaz; ilk kitabında babasını kaybetmesinin acısını paylaşırken ikinci kitabını kişisel gelişim üzerine yazdı. Aslen Bigalı olan 26 yaşındaki genç yazar, orta ve lise öğrenimini Çanakkale’de tamamladı. Üniversite’de yerel yönetimler bölümünü tercih eden genç yazar, şimdi bir kafede çalışıyor.
Yazı yazmaya lisede başladığını belirten Yaramaz, “İçime atan bir insan olduğum için hep kendimi satırlara dökerek ifade etmeyi tercih ettim. Ve üniversitede arkadaşıma yazdıklarımı okutunca neden kitaba çevirtiyorsun yazdıklarını dedi ve kitap yazma serüvenim böyle başladı” dedi. Yazmanın ve müziğin birbirine bağlı olduğunu düşünen yazar, müzik ve ilhamın birlikte ilerlediğine vurgu yaparak “Kitap yazarken ilham aldığım şeylerden en önemlisi müzik hatta kitaplarımda da çokça müzik yer alır. Tabi bir de bulunduğum ortam sakin ve sessiz olmalı özellikle sonbahar ve ilkbahar aylarında yazmayı tercih ediyorum. İkisi de görüntü bakımından sanat ve doğa bana ilham oluyor” ifadelerini kullandı.
Yazmaya başlayacak gençlere yaşlarının onları korkutmamasını, tam tersine onlara güç vermesini belirten yazar Yaramaz, kendi kitapları içinden en değerli bölümün kaybettiği babası ile ilgili kısımlar olduğunu belirtti. Aynı zamanda kitabını yazarken en çok zorlandığı yerin de yine babasıyla ilgili yerler olduğunu, özellikle hastane koridorları anlatırken zorlandığını açıkladı. Yazar Yaramaz, acısının onun içinde saklı duygularını dışa vurduğunu, yalnız olduğunu ve sığınacak tek yerinin kağıtlar olduğunu söyledi.
Yazar Yaramaz kitapları ile ilgili “Kitaplarımı yazarken özellikle ilk kitabımda rahmetli babamdan bahsettiğim kısımlar benim için çok zordu. Hastane koridorunda hastane odasında bile yazıyordum çünkü o anlar yalnızdım ve sığınacak tek yerim kağıtlar oldu. Onlara içimi döktüm ki kitabımın arka kapağında da diyorum “ben yazarken çok ağladım siz okurken ağlamayın” diye… Çok ama çöz zordu o anlar, çaresiz bekleyişler anlatırken bile zorlanıyorum hala çünkü daha dün gibi … İkinci kitabıma gelecek olursak o biraz daha kişisel gelişim üstüne olduğu için babamın vefatından sonra nasıl toparlandığımı anlattım sonra babamın nasıl umutla iyileşmek istediğini ve çabaladığından bahsettim. İkinci kitabımı biraz daha ‘umut ışığı’ olsun istedim insanlara ve öyle de bir eser çıkarttım ortaya, çoğu kişiden şu sözü duydum ‘tam bir başucu kitabı’ bu benim için çok özeldi” dedi.
Nur Yaramaz, sözlerini yola çıkmak isteyenlere “Yazı yazmak isteyen birisi mutlaka kitap okusun ve de ona ilham veren şeyi araştırarak, kendini deneyerek bulsun ve korkmadan içini satırlara döksün diyebilirim” diyerek bitirdi.