Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

Hoşça kalın…

Gece hiç uyuyamadım. Artık,

Gece hiç uyuyamadım.

Artık, “karanlık aydınlığa dönse de kendimi sokağa atsam” diye içimden geçirdim.

Günün ilk ışıklarıyla birlikte sokaktaydım.

Benim dışımda sokakta ancak zorunlu olanlar yürüyor, ya da bir yerlere gidiyorlardı.

İçlerinde belki de tek amaçsızca giden ben olabilirdim.

Dakikalar, saatler boyu ara sokaklarda, kordonda yürüdüm.

Ayaklarım vücudumu taşıyordu, ama kafamın içinde düşünceler, anılar ardı ardına tamamlanmadan bir film şeridi misali geçiyordu.

En iyisi dedim kendi kendime GAZETE’ye gidip “son veda” yazısını kaleme alayım.

Valiliğin önünden bir hamlede büro için geri döndüm.

İlk istikamet Tarla Sokak olacaktı.

Nedense Sahil Kıraathanesi önüne geldiğimde içimden bir bardak çay içmek geldi.

Daha kimseler yoktu.

Sabah takımını taklavatını almış, günün yemi ile ne balığı tutacağını düşündüğüm birkaç balıkçı karşılıklı sohbet ediyordu.

Doğrusu ne anlattıkları meralar, ne de balıklar hiç ilgimi çekmedi.

Tek odaklandığım konu; bugün tam 30 yıl önce çıkarmaya başladığım gazete için son kez çalışıyor olmamdı.

Güneş kızıllığını, tam aydınlanmaya beyaza çevirmeye başladı.

Bir ara çevremden geçenlerin de çoğaldığını, sokakların kalabalıklaştığını hissettim.

“Haydi” dedim kendi kendime, “Kapattığın ilk gazete bu oluyor ama ayrıldığın ilk gazete bu değil ki” diyerek teselli olmaya çalıştım.

Doğru; 12 Eylül darbesinin ardından başlamıştım bu mesleğe.

Şimdiye kadar kaç yıl geçti saymamıştım.

Gerçekten çok uzun yıllar olmuş.

Tüccar Gazetecilik yapamadığımız için kapanıyor gazeteler bir bir…

Anadolu’da milli mücadele, o günün şartlarında yayın yapan yerel gazeteler sayesinde kazanılmıştır.

Anadolu basını bir araya gelip kendi milli mücadelesini yapamadı.

Yenik düştük ekonomiye, yenik düştük siyaset esnafına!…

Halkımız, okuyucumuz omuz verecek belki ama, Onların derdi kendisinden büyük.

Bu satırlarda herkesin hikayesini anlattık.

Kendi hikayemizi, hakkımızı gasp edenleri anlatamadık.

Tüccar gazetecileri anlatamadık.

Mesleğin avantajı ile kurumların üstüne çökenleri anlatamadık.

Kendi çıkarını, halkın çıkarının üstünde tutan sözde gazetecileri anlatamadık.

Mesleğin düsturu, imanı ile çalışanlardan çok İBAN’la çalışanlar göz önünde, el üstünde tutuldu.

Bunlarla savaşamadık.

Efendiliğimizden, mesleğin öğretisinden sustuk, sesimizi çıkarmadık.

Salak sandılar, sesimiz çıkmadığı için görmezlikten geldiler.

Kısaca kirli siyasetin, kirli Gazeteciliğin iyi şeylere tahammülü yok.

27 Kasım 1995 yılında yazılı basım olarak çıkmaya başlayan “ÇANAKKALE GÜNDEM GAZETESİ”nin bugün son sayısını çıkartıyoruz.

Bu süreçte yaşadıklarımı bir kitapta, perde arkası olaylarla birlikte bir gün sizlerle paylaşacağım.

Çanakkale’nin son 30-40 yıllık siyasi ve ekonomik spor hayatını sizlerle paylaşacağım.

Şimdi sizlere yeniden Merhaba demek için;

“Hoşça kalın…”

Diyorum.

Tüm Hakları Saklıdır. | Renowtech