Vah, Emeklim Vah!

Sözde, 2024 yılı emekli yılıydı. Emekli, emekli olalı beri böyle zulüm görmedi. Malum hikâyedir. Bayburt’a Caz Konseri gelmiş. Protokol yerini almış. Bir de şehrin ileri gelenlerinden, kanaat önderi, Hacı amcamız varmış. Konser bitmiş. Hacı amcaya sormuşlar, “Konser nasıldı? Beğendiniz mi?” Hacı cevap vermiş, “Vallahi, Bayburt, Bayburt olalı, böyle zulüm görmedi” deyivermiş. Eleştirimiz, yalnızca verilen üç on para zamma değil. Emeklinin maskara edilmesi. Nasıl oluyor da oluyor, diyeceksiniz. İnternet sayfalarında, sosyal medya reklamlarında her gün onlarca emekli haberi. Hata o kadar ileri gidiyorlar ki, Ocak 2025 ayında yapılacak zammı bile gündeme taşıyorlar. Daha neler neler. Yok efendim, filan bankalar emekliler için bazı avantajlar sağlayacaklarmış. Seyahatlerde indirim varmış. En son okuduğumuz haber ise şöyleydi. “Müjde. Emekliler bu ay 15 bin lira alacak”. Nasıl oluyor diye meraklandık. Kim verdi bu zammı? Mecburen haberi okuyorsunuz. Zaten, gıdım gıdım yazıyorlar. Araya bir sürü reklam koyuyorlar. Peki neymiş? Hani iki bin beş yüz lira fark var ya. Evet. Ağustos ayında ödenecekmiş. En düşük emekli maaşı alanlar da fark ile birlikte 15 bin lira almış olacaklarmış. Sanki yeni bir zammış gibi lanse ediyorlar. Yok, efendim, eski SSK uzmanı bilmem kim açıklamış. Emeklilerin bilmem neyi, bilmem ne olmuş. Vallahi de billahi de, onlarca haber. Hepsinin altı boş. Dedik ya. Emekli maskara olmuş. Bazı sosyal haklar verilecekmiş. Yok, yurtlarda ücretsiz kalmak. Gemi, Uçak seyahatinde indirim. Gül Allah gül. Bizim mahallede, meczup bir Yaşar vardı. Kızdırırdık. Filan ne olacak? Diye sorardık… Ne sorduğumuza bakmazdı. Dinlemezdi. “Maaş kaç, maaş?” derdi. Biz de diyoruz ki, fasa fiso işleri bırakın. Maaş kaç, maaş? Muhalefet seçim için zorluyor. Zorlayacak. Türkiye yeni bir seçimi kaldırmaz. Keza, seçim olsa ne olur? Şu andaki muhalefet iktidara geldi diyelim. Ülkeyi yönetebilir mi? Asla! O kabiliyet yok ki. Adamlar muhalefete alışmışlar. Ortaya bir tek olumlu şey koymamışlar. İktidar olurlarsa da, yine kendi kendilerini eleştirecekler. Şu andaki iktidarın aklına başına toplaması gerekmektedir. Emekliler inim inim inlemektedir. Lanet okumaktadırlar. Geçen gün bindiğimiz taksi şoförü ile konuşuyoruz. Dedik ki, “Dikkat ediyoruz… Kimse bizi Allaha şikayet etmesin. Dua kapısı açıktır. Adamın ciğeri yanmıştır. Allah kabul eder. Al başına belayı. Taksici de cevap verdi. “Ben, Erdoğan’ı Allaha şikayet ediyorum. On bin lira maaş alıyorum. Ev kiram on bin lira. Takside çalışmasam, aç kalacağız”. Hadi bakalım! Buyurun buradan yakın. Hükümet bu işe behemehal bir çözüm üretmeli. Yoksa durum vahimdir. Sağlıcakla kalınız.