Prof. Dr. Esergül Balcı
Türkiye büyük bir yarış içinde, toz dumana karışmış biçimde seçime gidiyor.
Seçim geçmiş yıllardaki gibi saygılı, dikkatli, eleştirilerle yapılmıyor. Aksine, adayların kişiliği, saygınlığı, hiçe sayılarak ölümüne eleştiri, hatta iftira söz konusu.
Hal böyle olunca, ülkenin “rol modeli” niteliğindeki üst düzey yönetici ve siyasileri toplumda olumsuz örnek olarak karşımıza çıkıyor. Toplumdaki bireyler, sosyo-ekonomik koşullar nedeniyle de adeta barut fıçısı gibi parlamaya hazır. Kimse kimseyi dinlemiyor, birbirine saygı duymuyor, itiş kakış içinde. Öfkesini kim zayıfsa ondan çıkarıyor. Bu da genellikle en yakınındaki kadın, çocuk ya da sokaktaki hayvanlar oluyor. Kadınlar ölüyor, bazıları da faili meçhul olarak kalıyor.
“Dünya Kadınlar Günü” olarak kutladığımız bu hafta özünde kadınların; “Eşit İşe Eşit Ücret”, “Doğum İzni”, “Sendikalaşma ve Oy Hakkı” gibi insanca yaşama ve çalışma koşulları için 8 Mart 1857 tarihinde başlattığı ve canları pahasına verdikleri eşitlik mücadelesidir. Daha sonra 8 Mart 1977’de, Birleşmiş Milletler tarafından “Dünya Emekçi Kadınlar Günü” olarak kabul edilmiştir.
8 Mart “Dünya Emekçi Kadınlar Günü” bir yandan da, kadının emeğine, bedenine, kimliğine sahip çıkarak kadın sorunlarının duyurulduğu “Mücadele ve Dayanışma Günü”dür. Bu nedenle; kadın mücadelesi aynı zamanda eşitliğin, özgürlüğün ve demokrasinin mücadelesidir.
Ancak, fırsat eşitsizliği sonucu kadınlarımız halen, eğitim haklarından yoksun kalmakta, istihdam olanaklarından yararlanamamakta, yönetim ve karar alma mekanizmalarında yeterince yer alamamaktadırlar. Giderek eve kapatılma riski ile de karşı karşıyadırlar.
Diğer taraftan, kabul edilebilir hiçbir yanı, yönü ve mazereti bulunmayan kadına yönelik şiddet ve kadın cinayetleri ülkemizde önlenememekte, aksine artarak devam etmekte, bu da endişe yaratmaktadır.
Bu hafta güya “8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü” kutlanıyor. Kutlamalar ise sözden ileri gidemiyor, her şey göstermelik. Kadınlar, şeriatın ayak sesleri altında haklarının ellerinden alınmasından korkuyorlar.
Umarım önümüzdeki yerel seçimlerde, bu gidişe dur demek için elimize geçen fırsatı yerli yerinde kullanırız.