Bilge parmağıyla gökyüzünü, ay ve yıldızları işaret etmiş. Cahil ise parmağa bak demiş. Çünkü cahilin ufku parmağın bittiği yere kadardır, parmağın işaret ettiği yere kadar değil… [ALINTI]
Cahil ben merkezci, egosu yüksek ama bilgisi boş, empati yoksunu, her şeyi doğru bildiğini sanan insandır. Ne kadar mektep görürsen gör, ne kadar memleket gezersen gez o cehalet başka bir yoldur. Çünkü niteliksiz olduklarının asla farkında olmazlar. Okuma yazma bilmeyen biri kendini cahil olarak nitelendirirse kendine büyük haksızlık etmiş olur. Zira zamanla, istekle ve duruşla o bilgiyi edinebilir. Ama cahil insan okuma yazma bilmese de dünyanın en iyi okuyucusu olduğunu iddia edebilir. Çünkü insan kendi cehaletini göremez.
2000 yılında Cornell Üniversitesinde görev yapan iki psikolog Justin Kruger ve David Dunning tarafından tanımlanan Dunning-Kruger sendromu diye bir sendrom daha girmiş hayatımıza. Bir görevde düşük yeterliliğe sahip kişilerin yeterliliklerini abarttığı Bilişsel bir önyargı varsayımıdır. Bilimsel adını geçersek bildiğin Cahil Cesaretidir tanımı. Bu sendroma bir nevi boş başak sendromu diyen de var. Boş başak dimdik durur eğilmez çünkü içi boştur ama içi dolu olan başak mütevazilikle eğilir. Dimdik hayata kafa tutan bir boşluk. Bu sendrom isimleri ne kadar yeni nesil gibi dursa da insanın cahille sohbet edememesi hiç de yeni değildir. Mevlana hazretleri “Bir delil ile 40 alimi yendim, 40 delil ile bir cahili yenemedim” derken daha nasıl anlatabilirdi acaba. “En büyük savaş cahilliğe karşı yapılan savaştır” diyen Atatürk hiçbir savaştan korkmaz iken cahillik savaşına neden en büyük savaş demiştir.
Oysa her gün onca insan kalabalığının içinde ne çok vardır bu insanlardan. Aynı havayı soluruz ama o kendi nefesini bile kusursuz sanır. İmam Şafi de cahil insana karşı sükûnet ilacını derman buyurur. Susmak, dilsiz kalmak zaten zor iken hele ki cahile karşı susmak herkese nasip olsa keşke… Cahilin cesaretine karşı cesur sükûneti olur mu dersiniz?
Elçin Durmaz